Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Bazen kısa hikayelerin vedası daha uzun olur diğerlerinden. Çünkü yarım kalan, yaşanmamış ne varsa, en çok onlar uzatır vedayı. Yaşayamadığınız ne kadar şey varsa onunla aranızda, bir boşlukta hepsini yaşamış gibi tüketmeye çalışırsınız. Veda en çok, sizin ona son dokunuşunuzla, başkasının ona ilk dokunuşu arasındadır. Tüm hayatınız o iki dokunuşun arasında şekillenir. Ya kendinizi kurtarırsınız ya da geç kalıp kaybolursunuz. Veda uzar, uzar ve sihirli bir dokunuş gibi, bir başkası ona dokunduğunda sona erer. Bir hikaye yarım kaldığında, tamamlansaydı ne olurdu merakının esiri olmakla, iyi ki daha çok yaralanmadım hissinin arasında bir yerde durursunuz. Aşk, bir suçluyu, suçtan daha çok sevmektir. Evet onlar suçludur, çünkü bir kez tadına bakılmış her şey hayatta yarım bırakılmış demektir."
YARIM
Nereye tutunacaktık ? Bana ne diyen, bacağında asılı koyunların dudak büken, omuz silken kalabalığı içinde yapayalnızdık. Bana bunların böyle olduğunu anlatan sebepler çoktu... Elini yoksullardan en son çeken mübarek ekmekle kara zeytine bile veda ettiğimiz günlerden bir gün annem........
Reklam
VEDA Hani o, bırakıp giderken seni; Bu öksüz tavrı takmayacaktın? Alnına koyarken veda buseni, Yüzüme bu türlü bakmayacaktın? Hani ey gözlerim, bu son vedada, Yolunu kaybeden yolcunun sağda, Birini çağırmak için imdada, Yaptığı ateşi yakmayacaktın? Gelse de en acı sözler dilime, Uçacak sanırdım birkaç kelime... Bir alev halinde düştün elime, Hani ey gözyaşım, akmayacaktın? Orhan Seyfi ORHON
"O fotoğraf Sezen şarkısı oldu Erdal Eren'i son anlarında çektiğim o fotoğrafları, milyonlarca kişi gibi Sezen Aksu da görmüş ve çok etkilenmiş. Anlatırken, "Öylesine masum, öylesine ölümden uzak, öylesine genç ki... Hikayesini de okudum. Ama beni esas vuran o 'son bakış' fotoğrafıydı Savaş. 'AĞIT GİBİ...' Aysel Gürel'e gösterdim o fotoğrafı. Birlikte bir şeyler yazdık. Onno'ya verdik besteledi (Tunç). Şarkıdan çok ağıta benzedi. Yürekten kopup gelen, saf, duru, sahici..." dedi. Ve işte o ağıtın sözleri. "Bir an duruşu gibi Ömrün gidişi gibi Veda ederken Aşk ateşi gibi söner iç çekişler Amman amman yandım aman Acı yüzler" Savaş AY
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
164 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Şebnem BURCUOĞLU'nun Kocan Kadar Konuş adlı kitabında sıkça bahsedilen bu romanı merak edıyorm. Elimdekı romanı bitirden hemen sonra okuyacağım ilk kıtap bu!! okudum.. Çok duygusaldı ya :( Meğer Kitap kahramanımız Madonna, Raif Bey onu şehrine çağırmaya hazırlandığı sıralarda hayata veda etmiş. . . Romanda merak ettiğim bişey var Raif, babasının vefatı üzerine Türkiye dönüyor ve bi süre sonra Madonna'nın mektuplarına cevap vermediğini göruyor. Neden hemen o an çıkıp gitmedi ki yanına :/ Kitabın son sayfalarına doğru yatağımda doğruldum ve büyük merakla ve okudugum sayfalardan sonra yüzümde oluşan şaşkınlıkla devat ettim okumaya. Son derece heyecanlı, bi o kadar da dokunaklıydı. Sabahattin Ali'yi araştırdım kitabı 1940'lı senelerde yazmış. Yılların kitabıymış elımdekı... Şu zamana kadar neden alıp da okumadığım merak konusu ve bi kayıp. Şahaneydi..
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,6bin okunma
Reklam
"Karşıdan gelen kalabalık yaklaşıyordu. Kür Şad kılıcını çekerek son buyruğunu verdi: -Sonuna kadar!... Bu son buyrukta bir veda ahengi vardı. On kişi kalmışlardı. Hepsi gönüllerinden gelen bir sesle içlerinden 'Sonuna kadar!' diye tekrarladılar."
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
GÜLŞAH ELİKBANK, Günebakan Üçlemesi serisiyle Türk yazarlar "Fantastik Aşk" türünde etkileyici olamaz şeklindeki eleştirimi yıkmayı başaran tek Türk yazar. Günebakan Üçlemesi beklentimin bayağı üstündeydi. Seriyi bitirdiğimde, yakın bir arkadaşımı kaybetmişim gibi içimde burukluk oluştu. Serinin üçüncü kitabı olan Kızıl Ölüm, son sayfalarına doğru beni çok etkiledi. Özellikle, Fimes'in Nil'e yazdığı o hüzünlü mektup... Yazar okuyucuyu ters köşe yapmayı başarmış durumda. Kitap hiç umulmadık bir sonla okuyucuya veda ediyor. Bu beklenmedik son, tür Fantastik (gerçek dışı) olsa bile okuyucuda derin izler bırakıyor. Kızıl Ölüm'ü bitirdiğimde ne mutlu olabildim, nede mutsuz... Çünkü yazar kitabı öyle bir bitirmiş ki! Adeta ikilemde kalıp, duygu karmaşası yaşıyorsunuz. İkilemde kalmış olsam bile akıcı nir romandı. Sadece yazarın Türk olmasına rağmen neden hayat verdiği karakterlerin çoğu yabancı? Bu soru seri boyunca kafama takıldı. Romanda sadece Nil ve Kayra Türktü.
Kızıl Ölüm
Kızıl ÖlümGülşah Elikbank · Postiga Yayınları · 201258 okunma
390 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
işte gerçek bir Ayşe Kulin romanı...Acı dolu yıllar...Bir Osmanlı paşasının aile dramı ve Osmanlının hazin sonu...Kitabın son sayfalarında ağladım..
Veda
VedaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202314,3bin okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hüzün... Bir Ayse Kulin serisinin harika sonu! kesinlikle ilk 3 kitap harika olmasina ragmen bu son kitap olagan üstüydü.. Ayse Kuline olan saygim bu kitapla kat kat artti. Hayatin ta kendisinden hatta Ayse Kulinin hayati olan bu seri zaman zaman güldürdü, düsündürdü ve hüzünlendirdi. Bol duygulu ve bol bilgili olan bu kitabi siddetle tavsiye ediyorum, tabiki bu serinin ilk üc kitabini (Veda, Umut, Hayat) okumaniz gerekiyor... Kitap hakkinda fazla bilgi vermek istemiyorum ama türk literatürün olmazsa olmaz serisi
Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)
Hüzün - Dürbünümde Kırk Sene (1964-1983)Ayşe Kulin · Everest Yayınları · 20104,446 okunma
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap, masumluğun ve çocukluğun yeniden keşfi. Küçük Prens'te dostluk yüceltilirken dostluk yoluyla insanın yalnızlıktan kurtulacağı anlatılıyor. Küçük Prens kitabı 27 bölümden oluşuyor ve bu bölümlerde Küçük Prens'in altı ayrı gezegene yaptığı gezileri ( 325, 326, 327, 328, 329 ve 330 numaralı asteroidler) ele alan bölümlerde bazı tipik yetişkin yaşamları anlatılmış ve eleştirilmiştir. Küçük Prens'in uğradığı her gezegende tek yetişkin yaşamaktadır ve bu yetişkinlerin en büyük sorunu dost eksikliğidir. Küçük Prens'in yolculuğu sırasında en son uğradığı ve en uzun kaldığı, yazarımızla tanıştığı gezegen dünyadır. Tilki ile Küçük Prens arasındaki veda bölümü kitabın en önemli bölümüdür. -(Küçük Prens) hoşçakal, dedi tilki " İşte sana bir sır, çok basit bir şey: İnsan yalnız yüreğiyle doğruları görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez." Kitabı 7'den 70'e herkese tavsiye ediyorum. Hele kitapta yetişkinlerin her şeyi sayılarla ifade ettiğine dair bir bölüm varki burada Küçük Prens, yetişkinler böyledir işte deyip çok güzel büyükleri eleştirmiş.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,1bin okunma
YAZILMIŞ ŞİİR Adına yasak dediğin günahlarınla yüzleşme zamanı, An kısır, bereketsiz topraklar gibi çorak yüreğin... Toy kısrağın kıvraklığında yelesi uzun günler, Papatyanın ince kıvrımlarından yolunu bulup geçer mi geçer. Soğuk pınarların soğuk yüzlerinden, bi avuç su içmesi vardı, Serinletmesi için aklının en us
Ellerimiz birbirinden kopmak istemedi.Doğal dedik, koparttık onları, sonra kanmalarına izin verdik...Veda öpücüğü olmasın diye uzak uzak baktık, ertesi gün daha güzel olacak diye vazgeçtik birbirimizden.Biliyordum, son görüştü bu.Gözlerini içime sığdırdım, kokunu tenime yazdım.Başın öne eğik gittin sen..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.