Öykülerin dili var mıdır?
Bence öykülerin dili vardır. Nasıl mı ?
Kimi zaman korkuyu,kimi zaman sevinci,kimi zaman hüznü, kimi zaman kaybetme duygusunu hissedersiniz.Kendini mutlu etmek için çiçek sipariş edebilirsin ya da sözün kesilmiştir ama sen bir gemicisindir konuştuğun telsizle iletişimin zor olduğunu bildiğin halde aklına şüphe düşer denizde yok olabilirsin.Zorluklara karşı hayatlarin içimizdeki gerçek sevgiden ve fedakarlıka şekillendiğini anlarsın.
Vefanın #İstanbul da bir semt ismi olmadığını ismarlanan bir tabak yemek ile hazırlandığını o yemeğin umut,güven ve yeniden hayaller kurmak olduğunu anlarsınız.Sonra 
Muhammed Yaşar KARAOSMAN Sibel'in öyküsünde değindiği cenaze evleri olayı var ki tam da eleştirdiğim gibi.Sonra Sedef ,gün 24 saat... geçmeyen zamanı yaşamaktan,içinin bölük pörçük olmasından engelli çocuğu olanlarin nasıl özverili olması gerektiğini ince ince anlatıyor.
Dilek E.D Dilek'in veda öyküsünde Durunun talihsizliği mi diyeyim ne diyeyim bilemedim ama öyle doğru bir konu ve olay ki bazı vedalar sadece bir geceye bakar dedirtti. 
Merve nafile bir savaş adlı öyküsünde boğazım düğüm düğüm olduğu gibi gözyaşlarımı da tutamadim.Yüreğimi dağladı deriz ya tam öyle oldum.
Kısacası okuduğum her öykünün gerçekten dili vardı.Hepsi o kadar günümüzden ve icimizdendi ki iyi ki okudum.Ve kitapta öyküleri olan arkadaşlarım hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum.
Her Ay Okuyanlar Kulübü
