Vedat Milor ve mention'ları
Kentsoylu olmamış ama kentlerde (çoğunlukla yeni yerleşim merkezlerinde) yaşayan ‘lümpen burjuva’ kesim ihtiyaçlarına yönelik iki lokanta tipi var: İlki, ‘fast food’. Bol ve kötü malzemeli pizza ve burger. İkincisi daha çok AVMlerde eklektik, ‘dünya mutfağı’ denilen lokanta tipi. twitter.com/vedatmilor/stat...
Duygulara akıl yürüterek karşı koymak taşkın bir seli şemsiye açarak durdurmaya çalışmak gibi bir şey. Mümkün değil! (Vedat Milor)
Reklam
47 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Ilber Ortaylı Şebnem Isiguzel Sunay Akin Aylın Balboa Kemal Sayar Vedat Milor Alper Algoz Zeki Kayahan Coşkun adlı yazarların dışındakileri pek yavan buldum.Ama bu yazarlar yine bana güzel hayaller kurdurdular.
Kafa Dergisi - Sayı 58
Kafa Dergisi - Sayı 58Kafa Dergisi · Kafa Grup Yayıncılık · 2019116 okunma
Vedat Milor
Bizdeki yetişme sistemi, kültür ve dinin toplum üzerindeki işleyiş yapısı, konuşmamaya, örgütlenememeye sebep oluyor. Sorgulamaya ve analitik bir kafa yapısına açık olmak gerekiyor.
“Diktatörlükle yönetilen, ifade özgürlüğünün olmadığı ülkelerdeki insanlar her mecrada dikkate alınmaya çabalıyor. Bunun siyasi özgürlükle ve aile yapısıyla ilgisi var. İnsanlar ailelerinde aşırı domine ediliyor. Dinin de bununla ilgisi var. Tevrat hakkında hiçbir şey bilmiyorum ama dikkatimi çeken bir şey oldu. Stanford Üniversitesi’nde hukuk okurken öğrenciler arasında çokça dindar Yahudi vardı. Onlara karşı önyargılıydım, çünkü Türkiye’de dogmatik öğrenciler çok başarılı olamıyordu. Yaptıkları tartışmalara şahit oldukça önyargım yok oldu. Vergi hukuku soyut ve manipülasyona çok açıktır. Dili nasıl kullanacağınız çok önemlidir. Yahudilerin aralarında yaptığı dini tartışmalar vergi hukukunda akıl yürütmede işe yarıyordu. Bizdeydi “Sus ulan! O öyle, bu böyle” deniyor. Bizdeki yetişme sistemi, kültür ve dinin toplum üzerindeki işleyiş yapısı, konuşamamaya, örgütlenememeye sebep oluyor. Bu şekilde yetişen insanların böyle olmaması anormal olur. Bazı konuları tartışmak bile çok zor. Sorgulamaya ve analitik bir kafa yapısına açık olmak gerekiyor. Evrensele ulaşmak için sorgulama kabiliyetine sahip olmak ve tabuların üzerine gitmek gerekiyor. Türkiye’deki çocuklara doğuştan empoze edilen bir inanç ve politik baskı var. Aksi halde tokadı yiyorlar ve içeri atılıyorlar, toplum dışına itilip aforoz ediliyorlar. Bu normal değil. Roma’da Borghese Gallery’ye gittim. Gian Lorenzo Bernini’nin eserlerine bakarken 24-25 yaşında o eserleri nasıl yaptığını hayretle ve hayranlıkla izledim, biz ise hala neler tartışıyoruz...” -Vedat Milor
Sayfa 18
“Yurtdışındayken farklı alanlarda çok sorular sordum. Soru sordukça insanlarla daha da yakınlaştığımı gördüm. Türkiye’de ise aynı merakı taşıyıp soru sorduğumda “Çattık belaya. Ne kadar çok soru soruyor” gibi negatif bir his ve tepkiyle karşılaşıyorum. Bizde soru sormak “Yaptığımı beğenmedi” gibi algılanıyor. Otoriteyi zedeleme çabası sanılıyor. Zamanla insanlarımızın yerel olanı ve kendi değerlerimizin nerede yattığını bilmediğinin farkına vardım. Güvensizlik duygusu da çok güçlü bir etmendi. Bu yüzden Türkiye’ye Batı’dan gelen en bayağı şey bile tartışmasız kabul görüyor. Fikir alanlarında, giyimde, kuşamda her şey moda haline geliyor. Bu zenofobik ve ilkel bir şekilde oluyor.” - Vedat Milor
Sayfa 17
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.