Sevgili Vedat TÜRKALİ nam-ı değer Abdulkadir Pirhasan (13 mayıs 1919 - 26 Ağustos 2016)97 yıllık ömründe yazar,senarist,şair olarak Türk Edebiyatına damga vurmuş bir üstad. Kendisini 1990'lı yıllarda gazete köşe yazılarından bilirim. En sevdiğim özellikleri cesur olması, barış için mücadelesinden asla ödün vermeyip mazlumun yanında olması ve savaşçı bir ruha sahip olması. Kayıp romanlar kitabını büyük bir keyifle okudum, Dr Nahit Kotar'ın ve Esme'nin aşkına tanık oldum.
Dr Nahit uzun yıllar sürgün hayatından sonra Esme' nin sonbahar aşkıyla tanışmış. Kitapta savaş, aşk, mücadele ve sürgünü bir arada yaşayıp okudum. Sizlerin de keyifle okumanız dileğiyle. Işıklar içinde uyu büyük üstad.
İyi ki bu dünyadan geçtin...
İlk olarak yazardan bahsetmek istiyorum ben. Vedat Türkali 13 Mayıs 1919, Samsun doğumlu yazar ve senaryo yazarı. Gerçek adı ise Abdulkadir Pirhasan. 29 Ağustos 2016,Yalova da hayatını kaybetmiştir. Yazarın oyuncu ve yönetmen olan kızı da vardır. Deniz Türkali. Ben tanıyormuşum siz de tanırsınız diye düşünüyorum. Yazarın 'Bir gün tek başına
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR (1864-1944) Kuyruklu yıldız.., Gulyabani
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL (1866-1945) Aşk-Memnu, Mai ve Siyah
MEHMET EMİN YURDAKUL (1869-1944) mİLLİ şair
MEMDUH ŞEVKET ESENDAL (1883-1952) Ayaşlı ve Kiracılar, Miras.
Yahya Kemal BEYATLI (1884-!938) Kendi gök Kubbemiz,
AHMET HAŞİM (1884-1935) Göl saatleri
Ömer
Biliyorum bir gün karanlıkta kesecekler yolumuzu.
Ya siz çocuklar?
Nasıl anlatmalı sizlere olup bitecekleri.
Çocuklar bizim dediğimiz,
yüzümüze utanç duymadan bakmaktır.
Mal değil, mülk değil istediğimiz.
Size namuslu bir dünya bırakmaktır .
Vedat Türkali
(13 Mayıs 1919 -29 Ağustos 2016)
Saygı,sevgi ve rahmetle büyük üstad,,,
Vedat Türkali, 1919-2016 yılları arasında yaşamış Türk yazar ve senaristtir. 1951 yılında siyasi düşünceleri yüzünden aldığı ceza ile yedi yıl hapse mahkum edilmiştir. İleriki dönemlerde Tkp üyelerinden biri olmuştur.
Yazarın 1975 yılında yayınladığı Bir Gün Tek Başına adlı romanı; 1960 darbesinin hemen öncesindeki yaşamı gözler önüne seriyor. Kitabın başkarakteri Kenan, 1940 yıllarda komünistliği savunmuş ama tartaklandıktan sonra kenara çekilmiş ve ailesiyle sessiz sedasız bir hayat sürmektedir. Eşi ve çocuğuyla mutlu görünen, kitapçılık işiyle uğraşan Kenan içten içe sıkıntılı ve huzursuzdur. Bir gece meyhanede tanıştığı Günsel adlı devrimci bir felsefe öğrencisi ile yasak aşk yaşamaya başlayınca eski heyecan ve tutkuları da geri gelmiştir. 1960 darbesinin gölgesinde Kenan'ın aile yaşantısı, dostları ile ilişkisi ve yasak aşkını okuyoruz bu eserde.
Aslında kitapla alakalı söylenecek pek bir şey yok. Dışından mutlu görünen ama içinden yanan Kenan'ın uçkurusu, namussuzluğu, ahlaksızlığı anlatılıyor kitapta. Tatilde sadece bu kitabı almıştım yanıma, o yüzden okudum yoksa kesinlikle yarım bırakırdım. Çevremizde de Kenan ve Günsel gibi namussuz çokça insan vardır ve nedense en çok böyle insanlar namustan, ahlaktan dem vururlar. Bu kitabı okumayın okutturmayın. Boşa zaman kaybı. Herkese keyifli okumalar diliyorum...
Arka Kapak:
*
Bir Gün Tek Başına adlı romanıyla devrimci siyasal mücadelenin bir dönemki hafızasının oluşturulmasında önemli rol üstlenen Vedat Türkali'nin şiirleri, uzun zaman sonra yeniden okur karşısına çıkıyor. Yazıldığı dönemde gizliden gizliye çoğaltılıp paylaşılan ''İstanbul'' şiiri gibi, şiirseverlerin aklında ve kalbinde yer etmiş şiirler bunlar. ''Bu şiirler, uzun yıllar almış bir uğraşın, nasılsa elde kalmış örnekleridir. Ülkemizin ağır baskılı bir döneminde, çoğunluğuyla çeşitli cezaevlerinde yazılmış bu şiirler, yalnız yazarının değil, karanlık bir dönemde devrimci bir mücadele sürdürmüş tüm kişilerin duyarlıklarının tanıkları diye alınır da yetersizlikleri bağışlanırsa sevineceğim'' diyen Vedat Türkali, ''şiirinin ve kişiliğinin temeli'' kabul ettiği Nâzım Hikmet'in şiirsel ve siyasal hatırasını gururla sahiplenmeyi sürdürüyor.
Bitmeyen ne var ki? Dünya da bitecek. Güneş bitecek. Yıldızlar bitecek. Kıpkırmızı umudumuz, sevgi yüklü tomurcuk, sen bitmedikçe hiçbir şey bitmeyecek!"
Vedat Türkali'yi ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.
(13 Mayıs 1919 - 29 Ağustos 2016)