Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Kumların Kadını Kobo Abe'nin 1962 yılında yayınlanan ve dünya çapında üne kavuşmasını sağlayan romandır.
Kum ; bir insanın kabusu olabilir mi? Evet doğru okudunuz KUM. Bu kitabı okumadan önce bana birisi bu soruyu sorsa, "yok canım sende nerden çıkardın bunu derdim. " Kum, bu kitabı okurken resmen kabusum oldu diyebilirim.
Böcek Kolleksiyoncusu Cumpei Niki, böcek toplamak için çıktığı yolculukta zamanın nasıl geçtiğini anlamaz ve son otobüsü kaçırır. Oradan geçmekte olan yakın bir köyün yaşlıları onu misafir edebileceklerini söylerler ve Cumpei Niki, tek başına yaşayan bir kadının evine misafir olur. İşte macerada böyle başlıyor. Kum tepeciklerinin içinde bulunan evlerin olduğu, evlere giriş ve çıkışın yukarıdan atılan asma merdivenlerle sağlandığı sıra dışı bu köyde, misafir edildiği evde alıkonulur Cumpei Niki. Rüzgâr ile savrulan, kayan kumların her yanından doldurduğu evlerin ayakta kalabilmesi için devamlı bu kumların temizlenmesi gerekmektedir. Elbetteki bizim Kolleksiyoncu alıkonulan ilk kurban değildir. Romanda, kumların içinde hapsolmuş karakterin yaşam mücedelesi, kaçma planları ve kaçma girişimleri anlatılmakta.
Peki kum benim neden kabusum oldu? Yazar yaşanılan olayları ve yeri öyle güzel betimlemiş ki zaman zaman karakterin ağzına, burnuna dolan kumları temizleme çabaları esnasında bende kendimi sanki ağzımdaki kumları temizlemek için su ile çalkalarken buldum. Tüm bedenini saran, yapışan kumların verdiği rahatsızlığı onunla birlikte yaşadım...
Vee kitabın sonu beni şaşırttı, böyle bir son beklemiyordum doğrusu...
Benden bu kadar. Sağlıcakla ve kitapla kalın.
"Organlarımla Allah'a Şükrediyorum" kitabı yeğenimle okuduğumuz keyifli bir kitaptı.
Organlarımız nelermiş, yazar hanım tek tek tanıtıyor kitabında. Üstelik kitabın çizimlerini çok sevdik. Çizimlerden yola çıkarak bir sürü oyun geliştirebilirsiniz minik okurunuzla :)
Kitapta en çok sevdiğim kısım şuydu:
Mesela çocuk ellerini tanıtıyor sonra parmaklarını vs. Elleriyle yapabileceği işleri sayıyor ve bunları sayarken çok mutlu oluyor. Ve diyor ki: "Ellerime teşekkür etmeliyim onlar olmasaydı bunları gerçekleştiremezdim."
Sonra eller konuşuyor :)
"Bana bu görevi veren Allah. Bunun için Allah'a şükretmelisin."
Çok hoş değil mi?
Damla damla iman suyu ile Cennet çiçeklerimizi suluyoruz.
Daha sonra bu çocuk ağacın, rüzgarın, kuşların, bulutların kıymetini bilmez mi?
Rabbim hepsini bizler için yarattı. Sonra Rabbine şükreden kul olmaz mı? Elbette olur Allah'ın izniyle.
Rabbim tüm yavrularımızı İslam'a dikilen fidan eylesin.
Vee son olarak kitap +3 yaş için olduğu belirtilmiş ama buna takılı kalmayın kitapların yaş seviyesi aslında yavrunuza göre değişebilir. Bu sizin yavrunuzla zaman geçirirken ki oluşturduğunuz faaliyetlerinize bağlıdır. Çünkü 19 aylık bir bebekle okuyup deneyimlerimi paylaştım sizlerle.
Şimdiden keyifli okumalar..
499 syf.
10/10 puan verdi
Tarih'ten Türk'ü Çıkar Ne Kalır?
“Türk Evladı atasını tanıdıkça kendisinde daha büyük işler yapma cesareti bulacaktır.”
ATATÜRK İLKE VE İNKILAP TARİHİ
Editör Prof.Dr. E.Semih YALÇIN
Yazarlar
Vee bittiii...
Çok buruk kaldı kalbim çok ama çok güzeldi 4. kitabı aşırı merakla bekliyorum hemen çıksın hemen. O kadar güzel fantastik nir hikaye ki gerçekten ben çok beğendim. 2 ve 3. kitaptaki şarkılarla beraber harika bir uyum vardıç İkinci kitabı okuyunca daha çok sevmiştim ama son kitap hepsinden de güzeldi. Fantastik kitaplardam hoşlananlardan okumayan kalmasın derim kesinlikle pişman olmayacaksınız.
Hkübūtøpia diyor ki:
Stefan Zweig... Satranç kitabıyla tanıdığım vee dünyanın karamsarlığına, kötü atmosferine dayanamayıp eşi ile beraber(yanlış hatırlamıyorsam Lotte Zweig) hayatına son veren Avrupalı yazar.Bilinmeyen bir kadının mektubunda da dili akıcı kullanıp kurguyla içimizdeki romantikliği, merhameti ,aşkı , hüznü açığa çıkartıp duygulandırmayı başaran harika bir eserle okuyucuyu baş başa bırakıyor.
Bilinmezlik görünmezlik hiçlik değilde nedir? Varoluş amacımız kendi hikayemizin başrolü olmakken kendi hikayemizde hiç kimse olmak ...öyküde bunu karakterin yerine geçerek iliklerinize kadar hissedeceksiniz.taraflar,aşk sadakat ve bilinmezlik .Bir solukta okunabilecek güzel bir kitap.Okuyunuz
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022227,3bin okunma
OBLOMOV•
Ahhh İlya İlyiç! Daha ilk sayfalardan farklı bir kitap okuyacağımı hissetmiştim. Klasik olması gözünüzü korkutmasın! Gayet akıcı, farklı ve okurken acaba bende mi bir oblomov’um diye düşünüyorsunuz.
İlya İlyiç’i tembelliği, hayatta bir amacı olmayışını, hantallığını, eylemsizliğini, taşınma korkusunu, aşkını, dostluğunu, düşmanlarını okuyup tanıyoruz.
Küççüken Oblomovka diye bir şehir de bir prens gibi yetiştirilen, bir dediği iki edilmeyen, 30 yaşında bile ayakkabısını, kıyafeti hizmetlisi (!) tarafından giydirilen Oblomov.
Önceleri bir yaşayış biçimi olup (memur) sonradan kendini tamamıyla bırakan, amaçsız, isteksiz, bütün yaşananların anlamsız olduğunu anlayan, zorla yaşayan bir insan.
Kadim dostu, çocukluk arkadaşı Ştols, onu bu yaşadığı buhrandan çıkarmaya çalışan, onun için didinen bir dost.
Bi’de onu sömüren, yandaşmış gibi gözüküp arkasından iş çeviren Tarenteyev!
Vee okurken bile beni delirten Zahar! Davranışları, pasaklığı, paspallığı, dedikoduculuğu ve efendisine olan davranışı ile çileden çıkarıyordu.
Ştols sayesinde tanıştığı (İlya ilyiç’i zorla evden çıkartıp) Olga Sergeyevna, aşkı ile biraz da olsa Oblomov’u insan içine çıkaran, alışkanlıklardan kurtarmaya çalışan oblomovluktan çekip çıkarmaya çalışan biri. (Sonradan Ştols ile aralarında olan şeye bayağı şaştım.)
Agafya’nın iyi niyeti, İlya ilyiç’e bağlılığı güzeldi. Tabii ağabeyinin İlya’ya yapacakları var!
Kitabın son 100 sayfasında hiç beklemediğim gibi gelişmedi olaylar çok şaşırdım. Çok farklı ilerlerdiii kii neyse bu kadar yeter daha fazla spoil vermiyeyim! Alın... Okuyun...
