210 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Baştan sona içimi yakıp kavuran dramatik,acı bir hikaye. Varlıklı bir ailenin oğlu olan Fugui, ailenin tüm mal varlığını kumarda kaybeder ve hikaye başlar. Tamamen yokluk ve fakirlik içine düşen aile de Fuguinin babası bu duruma dayanamaz ve vefat eder. Hiç toprakları ve gelir kaynakları kalmamıştır. Üzerine birde zorla askere savaşa götürülür ve annesi, hamile eşi ve küçük kızı ondan bir haber ortada kalır. 2-3 yıllık askerlik serüvenini tamamlayıp köyüne döndüğünde annesi onu sayıklayarak ölmüş küçük oğlu doğmuş ve kızı hastalanıp sağır ve dilsiz kalmıştır. Yokluklarına artarak sürekli aksilikler zorluklar ve hastalıklar eklenir. Çocukları annelerinin kendi kıyafetlerinden diktikleri kıyafetleri ve bez ayakkabıları ile büyür. Tarlada çalışır çalışır ama rejim sisteminden ötürü karınlarını bile doyurmayacak şekilde mahsülsüz kalırlar. Açlıktan göletten su içerek gün geçirdikleri olur. Ölmemek için otlar toplarlar yemek için. Hatta anne babasından pirinç dilenir çocukları için. Pirinç çorbası ile hayata tutunurlar. Bir gün sağlıklı ve sporcu oğlanu okuldan ölüm trajik bir biçimde ölüm haberini alırlar. Eşi hastadır oğlunun öldüğünü saklar. Sonrasında dilsiz kızını yer yurt sahibi olsun diye evlendirir oda doğumda ölür. Damadı torunu ile kalmıştır oda kazada ölür. Bunlara dayanamaz ve sonunda eşi de ölür. Torununa bakmak için tarlalarda çalıştığı bir gün lanet fakirlik yüzünden torununu da kaybeder ve öküzü ile hayatına devam eder. Hikaye inanılmaz dramatik ama verdiği mesajlar hayata dokunucu. Bir solukta okunacak bir kitap. Okurken bu kadar ağladığım başka bir kitap olmamıştı..
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633.9k okunma
“28 şubat 1997. Beraberinde getirdikleri sebebiyle dışlamalar, acılar ve haksızlıklar günü. Kendisine örtüsünü muhafaza ederek eğitim alma hakkı bile verilmeyen kız kardeşlerimize, annelerimize ve bizzat kendimize yapılan zulmü unutturmayalım olur mu? Üniversite eğitimi almak isteyen baş örtülü kadınları örtülerini çıkarmaya ikna etmeyi amaçlayan ikna odalarını, sağlık karnesinde örtüsüz ve saçlı fotoğrafı olmadığı için geciken tedavisi sebebiyle vefat eden Medine teyzeyi, kendisine ‘kes sesini, konuşmaya hakkın yok’ denilen okul birincisini… devam edeyim mi? Ecevit’in, baş örtülü Merve Kavakçı’ya meclis kürsüsünden seslenerek ‘bu hanıma haddini bildiriniz.’ dediğini, Bahçeli’nin ‘çağdaş olmayan kıyafete izin yok.’ dediğini, Kılıçdaroğlu’nun ‘örtü bir metrekarelik bez parçası.’ dediğini, Akşener’in ‘MGK kararlarına ben de imza attım. 28 şubat uygulanacak, başka yolu yok.’ dediğini… türetebilirsiniz, di’mi? Keşke türetemeyecek olsanız, keşke türetemeyecek olsak. Ben baş örtülü kadın ve baş örtüsüz kadın ayrımı ile üniversite eğitiminden yoksun bırakılan, ortaokul ve lise eğitimi aldığı sırada okula girerken başını açmak zorunda kalan, kamuda baş örtüsü ile çalışma hakkı elinden alınan kız kardeşlerimi unutmak ve unutturmak istemiyorum. Lütfen kimseye kinlenmeyelim ama bu göz yaşlarını, bu eşitsizliği unutmayalım. Çünkü unuttuğumuz an tarih tekerrür eder.”
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Okuduğum en en en zor kitaptı diyorum ve susuyorum
Descartes Hayatı ve Eserleri İstanbul - 1952 'evet evet Elimdeki bu eser dedemle yaşıt' Çok iyi hatırlıyorum bu kitap 8 yaşımdan beri kitaplığın en üst rafında duruyordu.. Defalarca elime alıp vazgeçip rafa kaldırdığımı hatırlıyorum. Böyle muhteşem bir esere nasıl başlanılır, nasıl okunur cesaret edemedim açıkcası. Descartes gibi muhteşem bir
Descartes Hayatı ve Eserleri
Descartes Hayatı ve EserleriCharles Adam · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 195213 okunma
"Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve bizi Müslüman kimseler olarak vefât ettir."
Sayfa 164 - Ar'âf Sûresi, 126. Ayet
"Yaş 35 yolun yarısı eder. " Diyen Cahit Sıtkı 46 yaşında vefat etti. "Ey sevgili, uzatma dünya sürgünümü benim" Diyen Sezai Karakoç ise 88 yaşında...
838 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 12 days
Dante Alighieri
Dante Alighieri
, 1265 yılında doğmuştur. Haziran ayında İkizler burcu olarak doğduğu söyleniyor. Gerçek adı olan Durante'yi kısaltarak Dante'yi kullanmıştır. Dante'nin ailesi köklü ve asil bir aile olmakla beraber, sonradan fakir düşmüş ve aristokratik önemini kaybetmiştir. Dante babasını sevmemiştir, bunun nedeni babasının kötü ünü veya
İlahi Komedya (Cep Boy)
İlahi Komedya (Cep Boy)Dante Alighieri · Oğlak Yayıncılık · 20195.6k okunma
Reklam
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 31 hours
AŞK İLE VAROLUŞ
Herhangi bir insan değişimden korkabilir mi? Değişim olmadan ne var olabilir? Evrenin doğasına bundan daha yakın, daha uygun ne olabilir? Odunlar değişime uğramasa yıkanabilir misin? Besinler değişime uğramasa beslenebilir misin? Diğer ihtiyaçlarının hangisini değişim olmaksızın giderebilirsin? O halde senin değişiminin de buna benzediğini,
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Can Yayınları · 202025.3k okunma
"Siroz hastalığının sırf içkiden ileri geldiği yolundaki düşünce doğru değildir. Benim Fas, Tunus ve Cezayir'den gelen hastalarım var ki, ömürlerinde ağızlarına herhangi ispirtolu içki koymamışlardır. Siroz hastalığının daha başka sebepleri olduğunu kabul etmek lazımdır" diyordu. • (O tarihte karaciğer biyopsisi yapılamıyordu. Ölüm sonrası otopsi de yoktu. Dolayısıyla, Mustafa Kemal'in siroza yakalanma sebebinin, alkol, sıtma veya virütik hepatit gibi nedenlerden hangisine bağlı olduğunu söyleyebilmek mümkün değildi. Bu soru işareti, tıp dünyasının en çok tartışılan konularından biri oldu... Parazitoloji ve mikrobiyoloji uzmanları arasında, Mustafa Kemal'in "şistozoma" türü parazitler yüzünden siroza yakalandığı görüşü ağır basıyor. Bu paraziti büyük olasılıkla İskenderiye'de veya Trablusgarp'ta kapmış olabileceği düşünülüyor. Çünkü söz konusu parazitler o tarihlerde o ilkel coğrafyada çok yaygın görülüyordu. Hatta, İstiklal Marşı'mızın şairi, hayatı boyunca asla alkol kullanmayan Mehmet Akif Ersoy da Kahire'de siroza yakalanmıştı, Mustafa Kemal'den iki yıl önce sirozdan vefat etmişti. Mustafa Kemal'e içki yüzünden siroz oldu diyen, bunu söylemekten pek hoşlanan karşı devrimciler, Mehmet Akif Ersoy'un da aynı hastalıktan rahmetli olduğundan hiç bahsetmezler. 1930'lu yıllarda Türkiye'de sirozun ne kadar yaygın olduğundan, Kuzey Afrika'da ne kadar yaygın olduğundan bahsetmezler. 2018 itibariyle günümüzde bile iki yaşındaki üç yaşındaki çocukların siroza yakalanabildiğinden hiç bahsetmezler.)
Sayfa 474Kitabı okudu
#220163548 Şu yazımı okudunuz mu bilmiyorum. Ben çok da sevgi dolu bir aile içerisinde büyümedim. Yani annemden görmedim. Babam gerek evlatlarına karşı, gerek insanlara karşı belki dünyanın en hassas, en ince ruhlu en merhametli en mucizevi insanı idi (bittabii herkesin kendi babası öyledir yanlış anlamayın) Ne var ki rahmetli babam iş icabı hep dış memleketlerde olduğu için onu çok da fazla göremiyordum.. İstanbul'da hemen hemen yardım etmediği elinden tutmadığı hiç kimse yoktu.. Vefat ettiğinde cenazesi ucu bucağı gelmez insan denizleri içerisinde kalktı.. Ben hep yalnız kaldım, yalnız büyüdüm.. Abim de vardı ama, onun huyu annemden beterdi.. Ablam zaten benim gibi küçük idi.. Ben kendi tekamülümde kendi gelişimimde, ne aileden ne hiç kimseden bir destek ya da yönlendirme görmedim.. Şu sonsuz gözüken kainatta doğru hep tek idi zaten, ve hep onun peşinden gitmeye çalıştım.
İbnu’l Cezvi; Peygamber efendimizin hadîs-i şerîflerini yazdığı kalemleri açarken çıkan küçük yonga parçacıklarını toplardı. Vefat edeceği zaman; “Ben ölünce, beni yıkayacağınız suyu bunlarla ısıtınız” diye vasiyet etti. ( kendisine şahitlik etmesi için)
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.