Bugün markete yaşlı bir amca geldi.
kızım dedi ben ilk defa hazır yoğurt yiyeceğim, bana en iyi yoğurdu verir misin dedi.
Tamam amca dedim iki tane yoğurt verdim.
Kızım dedi bunlar ev yoğurdu gibi olur değil mi dedi. Eşim iki gün önce vefat etti hep o yapardı yoğurdu dedi...
Söyleyeceklerim bu kadar.. 🥀
Şükrü Erbaş , vefat eden eşine yazdığı şiiri, “iyi ki seninle tanıdım dünyayı!” burukluğuyla bitiriyor. sevgi, seni her şeyle yeniden tanıştıran bir tazelik demek ki. belki de dünya bildiğimizden daha mavi, daha yeşildir.
Baştan sona içimi yakıp kavuran dramatik,acı bir hikaye.
Varlıklı bir ailenin oğlu olan Fugui, ailenin tüm mal varlığını kumarda kaybeder ve hikaye başlar. Tamamen yokluk ve fakirlik içine düşen aile de Fuguinin babası bu duruma dayanamaz ve vefat eder. Hiç toprakları ve gelir kaynakları kalmamıştır. Üzerine birde zorla askere savaşa götürülür ve annesi, hamile eşi ve küçük kızı ondan bir haber ortada kalır. 2-3 yıllık askerlik serüvenini tamamlayıp köyüne döndüğünde annesi onu sayıklayarak ölmüş küçük oğlu doğmuş ve kızı hastalanıp sağır ve dilsiz kalmıştır. Yokluklarına artarak sürekli aksilikler zorluklar ve hastalıklar eklenir. Çocukları annelerinin kendi kıyafetlerinden diktikleri kıyafetleri ve bez ayakkabıları ile büyür. Tarlada çalışır çalışır ama rejim sisteminden ötürü karınlarını bile doyurmayacak şekilde mahsülsüz kalırlar. Açlıktan göletten su içerek gün geçirdikleri olur. Ölmemek için otlar toplarlar yemek için. Hatta anne babasından pirinç dilenir çocukları için. Pirinç çorbası ile hayata tutunurlar. Bir gün sağlıklı ve sporcu oğlanu okuldan ölüm trajik bir biçimde ölüm haberini alırlar. Eşi hastadır oğlunun öldüğünü saklar. Sonrasında dilsiz kızını yer yurt sahibi olsun diye evlendirir oda doğumda ölür. Damadı torunu ile kalmıştır oda kazada ölür. Bunlara dayanamaz ve sonunda eşi de ölür. Torununa bakmak için tarlalarda çalıştığı bir gün lanet fakirlik yüzünden torununu da kaybeder ve öküzü ile hayatına devam eder. Hikaye inanılmaz dramatik ama verdiği mesajlar hayata dokunucu. Bir solukta okunacak bir kitap. Okurken bu kadar ağladığım başka bir kitap olmamıştı..
“28 şubat 1997. Beraberinde getirdikleri sebebiyle dışlamalar, acılar ve haksızlıklar günü. Kendisine örtüsünü muhafaza ederek eğitim alma hakkı bile verilmeyen kız kardeşlerimize, annelerimize ve bizzat kendimize yapılan zulmü unutturmayalım olur mu? Üniversite eğitimi almak isteyen baş örtülü kadınları örtülerini çıkarmaya ikna etmeyi amaçlayan ikna odalarını, sağlık karnesinde örtüsüz ve saçlı fotoğrafı olmadığı için geciken tedavisi sebebiyle vefat eden Medine teyzeyi, kendisine ‘kes sesini, konuşmaya hakkın yok’ denilen okul birincisini… devam edeyim mi? Ecevit’in, baş örtülü Merve Kavakçı’ya meclis kürsüsünden seslenerek ‘bu hanıma haddini bildiriniz.’ dediğini, Bahçeli’nin ‘çağdaş olmayan kıyafete izin yok.’ dediğini, Kılıçdaroğlu’nun ‘örtü bir metrekarelik bez parçası.’ dediğini, Akşener’in ‘MGK kararlarına ben de imza attım. 28 şubat uygulanacak, başka yolu yok.’ dediğini… türetebilirsiniz, di’mi? Keşke türetemeyecek olsanız, keşke türetemeyecek olsak. Ben baş örtülü kadın ve baş örtüsüz kadın ayrımı ile üniversite eğitiminden yoksun bırakılan, ortaokul ve lise eğitimi aldığı sırada okula girerken başını açmak zorunda kalan, kamuda baş örtüsü ile çalışma hakkı elinden alınan kız kardeşlerimi unutmak ve unutturmak istemiyorum. Lütfen kimseye kinlenmeyelim ama bu göz yaşlarını, bu eşitsizliği unutmayalım. Çünkü unuttuğumuz an tarih tekerrür eder.”
70 yaşında ki babaannem vefat edince "Dünyayı yeterince gördü" dediler. Halam "Hayatında deniz bile görmemişti" deyip ağlamaya başladı...
Diyeceklerim bu kadar...⌛
Dante Alighieri, 1265 yılında doğmuştur. Haziran ayında İkizler burcu olarak doğduğu söyleniyor. Gerçek adı olan Durante'yi kısaltarak Dante'yi kullanmıştır. Dante'nin ailesi köklü ve asil bir aile olmakla beraber, sonradan fakir düşmüş ve aristokratik önemini kaybetmiştir. Dante babasını sevmemiştir, bunun nedeni babasının kötü ünü veya
Herhangi bir insan değişimden korkabilir mi? Değişim olmadan ne var olabilir? Evrenin doğasına bundan daha yakın, daha uygun ne olabilir? Odunlar değişime uğramasa yıkanabilir misin? Besinler değişime uğramasa beslenebilir misin? Diğer ihtiyaçlarının hangisini değişim olmaksızın giderebilirsin? O halde senin değişiminin de buna benzediğini,