Kesmek için besi hayvanı yetiştiririz, ormanları yok ederiz; akarsu ve gölleri hiç balık yaşayamayacak kadar kirletiriz; spor olsun diye geyik, kürkü için leopar, gübre yapmak için balina öldürürüz; yunusları dev balık ağları içine hapsedip soluksuz bırakırız; fok yavrularını sopayla öldürürüz ve her gün bir canlı türünün soyunun tükenmesine sebep oluruz. Tüm bu hayvanlar ve bitkiler bizim kadar canlıdır. Sözümona korunan yaşam değil, insan yaşamıdır.
Doktor Fuhrman hayvansal ürünler ve proteinle ilgili mitleri şu cümlelerle yok ediyor:
"Bitkisel gıdalarda bolca protein vardır; protein gereksiniminizi karşılamak amacıyla ne yiyeceğinizi veya neyi karıştırmamanız ya da eklemeniz gerektiğini çözmek için beslenmeyle ilgilenen bir bilim insanı ya da diyetisyen olmanıza gerek yoktur...
En "insani" hayvan çiftliklerinin bile ürünleri tüketmemek için ikinci bir neden, ihanet ve kayıpla ilgilidir. Görece barış içinde bir hayat geçirmiş bir tavuk veya bir domuz ya da bir inek nihayetinde hem tüm insanlara hem de besleyip ilgilenmiş belli kişilere yönelik bir güven geliştirir. Bu hayvan dünyaya kullanılıp öldürülmek için geldiğini bilmemektedir. Belki de deneyimleri ona, bunun yerine, etrafındaki insanların onu yetiştiren, onun için en iyiyi isteyen ve onu zarar görmekten koruyup rahatını sağlayan arkadaşları olduğunu öğretmiştir.
Nispeten iyi bir hayat yaşamış olan hayvan, kesim için ister bir kesim aracına, ister mezbahaya isterse de yaşadığı yerdeki bir ambara getirilsin, yaptığı yolculuk çok büyük bir ihanet anlamına gelmektedir. Onu büyüten insanlar şimdi cellatları olmuşlardır. Güvendiği insanlarla birlikte gitmeye heveslidir ve gittiği yerde onu sadece erken bir ölüm beklemektedir; çünkü mutlu çiftliklerde bile hayvanlar yaşlılık ya da hastalıktan ölmeleri beklenmeden çok önce kesilirler.
Vegan (et ve et ürünlerinin yanı sıra hiçbir hayvansal gıda tüketmeyen) beslenme düzeniyle yaşayan Nobel ödüllü Doktor Umberto Veronesi’nin yaptığı tıbbi araştırmalar, kanserin yüzde yüz hayvansal gıdalardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır.
Biz, bütün zulümlerin birbiriyle ilişkili olduğuna inanıyoruz: Bütün canlılar özgür olana kadar, yani kötü muameleden, aşağılanmadan, sömürüden, kirlenmeden ve ticarileşmeden kurtulana kadar, hiçbir canlı özgür olmayacak.