Devlet yöneticiliğini, Hz. Peygamber'den tevarüs eden kutsal bir vazife olarak değil, dinin selameti ve ümmetin salahı için yerine getirilmesi vacip dünyevi bir görev olarak telakki eden Ibn Teymiyye, hilafet veya imamet meselelerini teorisinde neredeyse tümüyle ihmal etmiş hatta hilafetin nazari temellerini eleştirmiştir.
Sayfa 141Kitabı okudu
1924`de boşalan hilafet makamı, hiçbir zaman Vehhabi imamın ilgi odağı olmadı. Bu makam için dünya müslümanlarının genel kabulünü alamayacağı öngörüsü, hilafet makamı için onay veren esas gücün İngiltere olduğunu idrak etmesi veya Wahba'nın tespit ettiği gibi, parçalanmış bir islam alemi üzerindeki bir halifenin fonksiyoner olamayacağı gerçeği, İbn Suud'u böyle bir siyasi tutumu almaya itmiş olabilir. Şerif Hüseyin sonrasındaki dönemde hilafetin yeniden inşası adına değişik İslami çevrelerce yapılan uluslararası çağrılara Ibn Suud'un sürekli suskun kalışı bu politikanın bir sonucudur.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Yaşanılan coğrafya ve kültürel etkileşimler, zihniyete ve davranış biçimlerine şekil verir. Bu yargı, dine dayalı zihniyet ve pratikler söz konusu olduğunda da değişmez.
Sayfa 125Kitabı okudu
dini coşku ve fanatizm örnekleri, İslamiyet'in ilk yüzyılında ortaya çıkan Hariciyye mensuplarıyla 20. yüzyılın İhvan mensupları arasında çok yönlü benzerliklerin bulunduğunu göstermektedir.
Kendilerinden olmayan veya kendileri gibi olmayan insanlar Vehhabi ulema ve İhvan açısından kafir veya en azından kınanmayı hak etmiş mücrim ve fasık kişilerdir.
Vehhabilik isminin bugün Vehhabi olmayanlarca yaygın olarak Hanbelilik yerine ve bütün şekilleriyle selefi akımlara atfen kullanıldığı söylenebilir.
Reklam
321 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.