İran edebiyatının öncü isimlerinden Sadık Hidayet’in kaleme aldığı bu eserde, insanın ete olan düşkünlüğünün dünü, bugünü ve yarını hakkında inceleme ve görüşlere yer verilmekle birlikte hoş kokularla bezenmiş meyve tezgahları ile kan kokusunun dört bucağı sardığı, seğriyen cesetlerin ve ölümü bekleyen köle hayvanların sıraya dizildiği mezbahalar mukayese edilmektedir. Yazarın, nasıl vejetaryen olunur sorusundan ziyade niçin vejetaryen olmalıyız sorusuna ağırlık verdiği bu eser, yaşamını değerli kılmak, sağlığına değer göstermek isteyen her bireyin hayatının bir ucundan geçmesi gereken, okunması ve özümsenmesi önemli olan, son derece değerli bir eserdir.