Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
256 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Henüz kitabın başında yazarın bir iç çatışma ve bir arayış içerisinde olduğunu anlıyoruz. Tam böyle bir dönemindeyken, ustası olan bay J. İle dertleştiği esnada, ustası ona bir seyahate çıkmasını önerir ve yazarımızın macerası da bu seyahate çıkması ile başlamış olur. Kahramanımızın çıkacağı bu seyahat, öyle sıradan bir seyahat değildir. Başka
Elif
ElifPaulo Coelho · Can Yayınları · 20216,4bin okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Naçizane “Sinekli Bakkal” İncelemesi
Sinekli Bakkal Sokağı, Rabia ve İstibdat... (Spoiler içerir) Halide Edip Adıvar çok çalkantılı bir yaşantıya ve marjinal bir kafa yapısına sahip. Cumhuriyet’e doğru giden süreçte emekleme safhası olan “Kongreler Sürecinde” kara çarşaflı bir Amerikan mandaterliği savunucusu olarak bulunmak, orijinal bir karaktere sahip olmayı da zorunlu kılıyor.
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,6bin okunma
Reklam
688 syf.
·
Puan vermedi
Herkese selam Bugün sizlere en sevdiğim klasiklerden birinin yorumuyla geldim SUÇ VE CEZA Hukuk öğrencisi olan Raskolnikov yoksulluğun içinde yaşam mücadelesi verirken tefeci İvanovya’yı öldürüp parasını kendi gibi yoksul insanlara dağıtmayı planlar fakat hiçbirşey planladığı gibi gitmez. İşlediği cinayetin üzerine tefeci kadının kardeşi gelir ve
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015160,3bin okunma
93 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
78 günde okudu
Güzel nedir? Pürüzsüz olan güzel midir? Güzellik beğenmekten mi ibarettir? Hakikat-Güzellik arasındaki ilişki bu ve bunun gibi sorulara cevaplar arayan, sayfa sayısı az olmasına rağmen okuru derin düşüncelere sevk eden felsefi bir kitaptı Güzeli Kurtarmak...Her bir cümlenin altını çizmek istersin ya bazı kitaplarda işte bu kitapta onlardan biri. Güzel, güzellik tanımlamalarımı değiştirdi, meğer ne kadar sığmış "acele çağımızın" güzellik algısı bunu bir kez daha anlamış oldum. Hakikatle bağlantılıdır güzel ve reklam kabul etmez, tüketime tabi değildir bu anlamda. Velhasıl kelam "güzel"di, kurtardık okuyarak, keşfederek bir güzelliği...
Güzeli Kurtarmak
Güzeli KurtarmakByung-Chul Han · İnsan Yayınları · 2018651 okunma
504 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Selamlar... Selamlar... Günlerdir storylerimde gördüğünüz ve sarıp sarmalayıp severek okuduğum, yazarıyla yeni tanıştığım, tanıştığıma çokça memnun olduğum canımm
Fatma Reyhan Yapar
Fatma Reyhan Yapar
ın #yoklukvadisi kitabının yorumuyla geldim Derin küçüklüğünden beri babasının psikolojik ve fiziksel şiddetine maruz bırakılmış,içindeki dünyanın yerle bir olunmasına seyirci
Yokluk Vadisi
Yokluk VadisiReyhan Özçelik · Hasrem Yayınları · 201935 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Savaşacağım tek şey içimdeki diğer bendi." Yine bi Stefan Zweig şaheseri diyebilirim. İnsan düşünce ve duygularını, insanın içinde olanları, dışına vuramadığı bütün herşeyi dile ve yazıya dökebilmek, üstelik bunu anlatırken bu kadar anlaşılır olabilmek ne mükemmel bi yetenek olsa gerek.. Zweig yine bu eserinde insan tahlillerini o kadar mükemmel bir şekilde işlemiş ki okurken hayran olmamak mümkün değil. Karakterlerimiz dünyaca ünlü satranç şampiyonu Mirko Czentovic, yine bi satranç ustası olan ama çok uzun yıllardır oynamamış olan Dr. B. ve bize olanları anlatan anlatıcımız.. Üç karakterimizde tesadüf eseri bi gemi yolculuğunda denk gelirler ve yolculuk sırasında dünya şampiyonu ile satranç oynamak isteyen bi yolcunun istediği üzerine oynanan oyun sırasında herşey çok farklı bi yön alır.. Ve yaşanan o anda geçmişe dair yaşanılanlar gün yüzüne çıkar.. Okurken Dr. B'nin neden oynamadığını ve asla oynamayacağını anlayacaksınız.. Kitabı okuduktan sonra Stefan Zweig'ın aslında bir psikolog olduğunu öğrendim ve o zaman anladım insan psikolojisini nasıl bu kadar iyi anlayıp anlatabildiğini.. Açıkçası hayran olduğum bi yazar oldu kendisi.. Velhasıl kelam.. Okurken kendinizi kaptıracağınız bi hikaye daha..
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238,2bin okunma
Reklam
512 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Dune Tanrı İmparatoru, Dune serisinin 4. kitabı. Bu kitabı da
kfenomeni
kfenomeni
ve
GK
GK
ile birlikte okuduk, onların yorumlarına da göz atmayı unutmayın. Seriye karşı nötr kaldığımı geçen yorumlarımda söylemiştim ama bu kitapla birlikte artık olumsuz taraftayım. Okuduğum için pişman olduğum bir seri olmayacak Dune ama kendi adıma okumasam da bir şey kaybetmezmişim. Dune Tanrı İmparatoru'nda kendimizi bir önceki kitaptan 3500 yıl sonrasında buluyoruz. Dolayısıyla önceki kitaplardan tanıdığımız karakterlerin hiç biri artık yok. Leto artık yarı insan yarı kumsolucanı ve tanrı olmuş durumda. 7 metre boyunda, adeta kurşun geçirmez, tüm evrene tek başına hükmeden bir tiran. Arrakis ise yemyeşil, su zengini bir gezegen ve tüm bu olayları baştan beri okumamıza sebep melanj baharatı evrende çok sınırlı miktarda var ve Leto tarafından kontrol ediliyor. Dune Tanrı İmparatoru genel olarak diyaloglarla ilerleyen bir kitap, bol bol Leto'nun kendini anlatmasını, Altın Yolu'nu okuyoruz. Geçen kitaptaki gibi aynı şeyleri sürekli okuyormuş gibi hissettim sürekli. Leto'nun kurduğu yeni evren ve yeni topluluklar, entrikalar, kişiler arası ilişkiler... Açıkçası bir okur olarak geçen kitaplarda okuduğum karakterlere ne olduğunu bilmek isterdim ama hepsi 3500 yıl geçtiğinden ortada yoktu. Geriye dönüp onlarla ilgili bilgi de vermedi yazar. Serideki en sevdiğim karakter Duncan Idaho'nun getirildiği noktaya da çok sinirliyim Velhasıl kelam Dune Sapkınları'nda umarım bu seri beni azıcık da olsa şaşırtmayı başarır.
Dune Tanrı İmparatoru
Dune Tanrı İmparatoruFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20212,874 okunma
640 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
"Bir kitap okudum hayatım değişti" diyebileceğiniz bir şaheser. Açıkçası ben bu kadarını beklemiyordum itiraf etmeliyim. Kitap Nehlüdov adlı karakterin ruhsal manada kendini bulmasını, bu yolda yaşadıklarını, arayışlarını anlatıyor. Bir nevi zengin bir ailede doğan , büyüyen birinin bir süre sonra yaşadığı hayatı sorgulaması ile olaylar gelişiyor diyebilirim. Nehlüdov'un hayatına birçok karakter yön veriyor elbette. Lâkin en çok etkileyen Maslova oluyor. Onun sayesinde yaptıklarından ders çıkarıp telafi edebilmeyi düşünüyor bu da hayatının birçok yönüne etki ediyor. Şöyle düşünebilirsiniz zengin bir soylu birdenbire yaşadığı zenginliği hak etmediğini onu bu aşamaya getiren birçok burjuvaya haksızlık ettiğini ve bunları telafi etmek için gerekirse elindeki zenginliği dahi kaybetmeyi göze alıyor. Bu da karakterin dirilişi yaşayıp kendini bulmasını sağlıyor. Tolstoy gerek dönemin sosyal yapısı hakkında olsun gerek karakterlerin ruhsal yapısı hakkında olsun öyle tasvirler yapmış ki âdeta o karakterin yerine geçip her şeyi yaşarken buluyorsunuz kendinizi. Velhasıl kelâm sözün özü bu kitabı bir an önce okumanızı ve herkese okutmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,4bin okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Yahuda bir hain miydi? Yoksa hainleri ortaya çıkaran bir kahraman mı? Hıristiyanlıkta Yahuda'nın İsa peygamberin yerini askerlere haber vererek onu ifşa ettiği ve ölümüne sebep olduğuna inanılır. Hem Hıristiyanlık inancını hem de kitabı baz alarak birkaç satır karalayayım. İsa bakire Meryem'den doğan babası da Tanrı olduğuna inanılan genç bir
Yahuda İskariot
Yahuda İskariotLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,698 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Ne kalan kahraman, ne giden korkak; giden gittiği, kalan kaldığı için mağdur." Kitapta alti çizilecek o kadar çok cümle var ki, ama niyeyse yazarin da bir alıntısı olan bu cümle bana konunun özeti gibi göründü.  Yazar kitabı gidenlerin hikayesi olarak değerlendirse de, kalanlara da değinmeden edememiş. Sanırım bu sebepten ötürü en vurucu cümle bu gibi geldi. Yazarın Madrid seruveni ile başlayan kitap, Türkiye de ozellikle beyaz yakalıların göç nedenleri, göçlerin yıllar itibariyle istatistiki verileri ve tabiki kendi tecrübeleri de dahil olmak üzere yabancı ülkelerde yaşayan insanların yasamak zorunda kaldığı zorluklarla devam ediyor.  Benim kitapta en beğendiğim bölüm ise "kara persembe" adını taşıyan yakin tarihe iliskin Türkiye'nin icinde bulunduğu siyasi ortam ve yaşananların kisa bir tarihçesiydi. Kitabı okurken yazarla sohbet ediyormuş hissine kapıldım, oyle sohbet havasında ve akıcı. Zaman zaman hüzünlendigim oldu, ancak yazar bazen mizahi anekdotlarla gulumsetmeyi de başarmış. Ben kitabı beğendim, gitmek niyetiyle adim atanlara, gitmeyi aklından geçirenlere, belki ileride bir sekilde gitmek isterim yada gitmek zorunda kalırım diyenlere, gidenlerin hikayelerini dinlemek isteyenlere velhasıl kelam cümle aleme okunmasını tavsiye ederim. Bir okur olarak kitap secimlerimde ismi ve kitap kapağı benim için önemlidir. Gocmek ne garip şey anne de özüne uygun dogru bir kapak seçimiyle sunulmuş, bunu da eklemeden gecemedim ☺ keyifli okumalar.
Göçmek Ne Garip Şey Anne!
Göçmek Ne Garip Şey Anne!Filiz Yavuz · Mundi Yayınları · 202020 okunma
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.