"Kaygıların devam ediyor. Modern insanların değişken ahlaklarını, mahkûm ettikleri, bugünün doğrusu budur dedikleri doğruların dışında kalem oynattığında ne kadar zorlanmıştın. Duvarlar bükülüp üstüne üstüne gelmişti. Şimdi ise kendinle gurur duyuyorsun. Yozlaşmış bir kültürü kutsala döndürmeye çabalamanın haklı gururu. Dünyevi zamanı sınırlandırabildin mi? Hayır, yalnızca onlara zamanın sadece dünyevi olmadığını hatırlattın. Göz ardı edileni görünür kıldın. Şayet buna rağmen kitlen sıradan okurlarsa dönüp yazdıklarını kontrol et."
nedametdergisi.com/2024/05/06/aski...
"Tuncay ağabey ambulansı arayın diye bağırıyor, Şükrü açılın açılın diye çığırıyor, Numan aga ‘vah talihsizim, vah bahtı karalım’ deyu efgan ediyor, Kemal ağabey yanı başında baygın yatıyor. Meğer kan tutuyormuş adamı."
| Muhsin Gazi Erdem
nedametdergisi.com/2023/03/15/yildiz
“öğrendim kalbin kanla birlikte dert pompalayıp,
vücudun her yerine dağıttığını,
vuslata teminat bildim birden ayrılan yolları
biliyordum ki büyük ayrılıklar getirecekti
büyük kavuşmaları,”
|
“Bir dünyaya doğduk ve bu dünya insan canının hiçe sayıla sayıla bir kartopu misali büyüdüğü bir dünyaydı. Bu dünyanın temel sacayakları “yapabilmeye gücün varsa yap” üzerine kuruluydu. “
|
" "Radyo, insana dinlemeyi öğretir” demişti İlhan ağabey. Kulakları çınlasın, eski bir radyoya bakarken fücceten söylediydi bu sözü. Siz şimdi benim lafımı bölemiyor, sözümü kesemiyorsunuz ya; çiçekler takıyorum ben o belirsiz suskunluğunuza.”
|Muhsin Gazi Erdem
nedametdergisi.com/2022/03/05/lamba
“Ve yine bilmeli insan: Bilmenin iki metodu ilim ve irfanın insanı şerre dua etmekten uyandırdığını… “İnceldiği yerden kopsun” diyoruz meselâ, inceldiği yer kopmaması gereken nokta ise ne olacak? O yüzden inceldiği yerden kopsun demek yerine kopması gereken yerden incelsin demek daha hayırlı sonuçlar getirebilir.”
|
"bilmiyordum, kayboluşun, varoluşla hemhâl olduğunu, şimdi görüyorum ki her şey iç içe
buraya kadar olduğunu buraya gelince anlamıştım, gitmenin vakti gelmişti buradan da”
|
“Tehlikeli bir trajedi kursağımda kalan,
Hayatın zorluğu herkese yakışmaz,
Farkımız yokmuş şu dağınık masadan,
Muhtelif sebeplerle bitkin ruhun,
Dilindeki tüyleri diri tut,
Sana ilk günkü gibi hayran yüreğim,
Sakın ha, gönlünle çatışmasın duan.”
|