-Savcı mütalaasını açıkladı ve sanığın cezalandırılmasını istedi, salonda derin bir sessizlik oluştu ve hakim, sanığa dönerek "hüküm vermeden önce son sözün nedir?" diye sordu,
-Ne diyebilirdi ki, artık herşey bitmişti.. giden geri gelmez, acılar telafi edilemez ve o an'a geri dönülemezdi. Zaten suçunu da itiraf etmişti, deliller ise apaçık ortadaydı. Geriye kalan tek şey, ruhuyla ve bedeniyle bir ömür çekeceği cezayı duymaktı. Son bir söz neyi değiştirirdi ki, sabaha kadar da konuşsa, günlerce, sayfalarca savunma da yapsa, vicdanı hafiflemeyecek, o an'ı kafasından silemeyecekti, herşey bitsin istiyordu, artık son birşey diyebilirdi, son bir kelam.. ve mahkeme başkanına dönüp "hakim bey vereceğiniz ceza beni ıslah etmez, vicdanları hafifletmez, göz yaşlarını dindirmez ve sevdiğimi geri getirmez. Sizin cezanızın yanına, bende kendime, bir ömür boyu sükunet, pişmanlık, suçun vebalini taşıma, geleceğini boş yere heba etmiş ve kendi elleriyle sevdiğinin canına kıymış bir adam olma cezası veriyorum. Ben bir kere öldürdüm ancak size söz veriyorum, ben içerideyken her an, her saniye, her gün tekrar doğup tekrar öleceğim...takdir yüce mahkemenindir. " dedi.
🖋️ K. D. ⚖️