“Mesafe, içine doğduğum dünyayla sürekli açılan mesafe…”
Yazarın eserinde anlatmaya çalıştığı tam da bu sözle özetlenebilir aslında. İşçi sınıfına mensup bir ailede dünyaya gelen Lesur’un okul hayatında karşılaştığı eğitimli ve burjuva sınıfına ait kişiler ile iki dünya arasında sıkışması konu ediliyor. Üstelik zeka olarak burjuva sınıfına ait olduğunu kavradığı ilk andan itibaren, ailesinin eğitimsizliği ve yaptıkları meslek gözüne daha da kötü gözükerek zor günler geçiriyor. Ailesini aşağılaması, vicdanı ile nefreti arasındaki gelgitler yaşaması, zengin fakir, eğitimli eğitimsiz, çalışma şartları, müşterilerin seviyesizliği ve taciz olaylarını akıcı bir dil kullanarak anlatmış yazar. Bunlara ayırdığı konu bütünlüğünün içine cinsel yaşamında katılması, kadının toplumdaki yerini vurgulamaktadır.
İlk kez bu yazarın bir eserini okuyorum. Üslubunu, olaylara bakış açısını sevdim.