Ama Türkiye'deki toplumsal manzara da pek iç açıcı görünmüyor. Ülkesinin vicdanı olan Gasset, yaşadığı devir İspanya sına büyük bir soğukkanlılık ve basiretle bakmasını biliyordu: "Büyük bir halkın yarattıği bütünleşme her şeyden önce değişik etnik ya da siyasal öbeklerin eklemlenmesidir,..." diye söze başlayıp, bu eklemleşmenin
Vicdanım… dedi. Olmayan şeyden söz etme lütfen! dedim.
Reklam
Kendimle kavgalarımı, senin vicdanına batırdım. Aşkınla yoğrulup utansın diye kötülüklerim.
Sayfa 13 - Karina YayıneviKitabı okudu
Vicdan ve Özür
Sen vicdanını rahatlatacaksın diye özrünü kabul etmem mi gerekiyor? Senin pişmanlığın ya da özrün her şeyi düzeltir mi, ya da geri getirir mi?
Sayfa 33 - Vicdan MuhasebesiKitabı okuyacak
. Vicdanım..." dedi. "Olmayan şeyden söz etme lütfen!" dedim.
Sayfa 28
Kendimle kavgalarımı, senin vicdanına batırdım. Aşkınla yoğrulup utansın diye kötülüklerim.
Sayfa 13 - Karina YayıneviKitabı okudu
Reklam
Yepyeni hayatlar tasarladım sana, yanlızlığıma çekilerek. Bütün yitirdiklerimizi dualarımla besledim. Kendimle kavgalarımı, senin vicdanına batırdım. Aşkınla yoğrulup utansın diye kötülüklerim. Ben dilinde dolanan yepyeni bir şiirim. Gözyaşlarımı yaktım, çünkü senin yüzüne yakışmıyorlardı. Kalbimi teslim ettim bütün öfkenin güzelliklerine. Öyleyse uyan bana ve ruhunun en uçurumlarına sarkıt...
Sayfa 13 - Karina Yayınevi
Yepyeni hayatlar tasarladım sana,yalnızlığıma çekilerek. Bütün yitirdiklerimizi dualarımla besledim. Kendimle kavgalarımı, senin vicdanına batırdım. Aşkınla yoğrulup utansın diye kötülüklerim.
1936 yılında müziğine karşı sergilenen Stalinist saldırıdan sonra, Şostakoviç onun müzik dilinde bir tür ikili söylem geliştirdi, Kremlin'deki efendilerini hoşnut etmek için bir biçim, bir sanatçı ve yurttaş olarak kendi ahlaki vicdanını tatmin etmek için bir başka biçim kullamyordu. Görünüşte zafer dolu bir sesle konuşuyordu. Ama Sovyet neşesinin tören sesleri altında daha yumuşak, daha melankolik bir ses vardı - sadece müziğinin dile getirdiği eziyeti hissetmiş olanların duyabildiği o özenle gizlenmiş iğneleme ve muhalefet sesi. Bu iki ses Şostakoviç'in Beşinci Senfonisi'nde açıkça duyulabiliyordu ... bu senfoni ilk icrasında yarım saatlik şiddetli alkış aldı .... Finalde Sovyet devletinin zaferini kutlayan sayısız nefesli 'çalgının sesi altında ... dinleyiciler onun üzüntülü yanını hissetmiş ... ve ruhsal bir kurtuluş olan bu muziğe yanıt vermiş olmalılar. Tuhaf bir hermönetik gerçekten de - "özenle saklanmış bir ses," ama nasıl binlerce kişi açıkça anlıyor? Resmi sansürcüler gerçekten bunu fark edemeyecek kadar aptal mıydı?
Sayfa 59 - Encore Yayınları