Anne Lütfen Ölme
#EmineBulut
söylesene insanoğlu ne zamandır böyleyiz?
Bir çocuğun gözü önünde şerefsiz bir baba gelip o çocuğun önünde annesini öldürmesi çocuğun haykırışları neden ama neden tek yapmanız gereken biraz sevgi göstermek ve her şeyden önce insan olmak Yazık! Çok zor bir şey değil deneyin derim vicdansız şerefsizler ..
Son zamanlarda bazı şeyleri düşünmeme adına okumaya daha çok verdim kendimi. Baya çılgınlar gibi pdf, alıntı, inceleme, şiir, yazı, makale... neye denk gelirsem okuyorum. İşe yarıyor mu peki? Evet. Ama gece uyuyana kadar (:
Ama malesef alıntı paylaşmanın ya da inceleme yazmanın da zaman kaybı gibi geldiğini fark ettim. Sırf bu yüzden boş olduğum
Li-3, değerli Rastafaryan, sen de ben gibi Çerkes, Abhaz mısın? Öylesin galiba Yasinciğim. Öyleyse, öyle evet, bu iletim sana ithaf olsun. Sen anlarsın beni.
Biz kendimizi hiç ifade edemedik galiba. Yok be ne alaka, biz kendimizi çok iyi ifade ettik aslında. Ettik de, insanlar değil atlar anladı.
Başlığı böyle atmak uygundur ana karakterin adı olan Umut ismi, genel olarak da kitabın tamamını etkisi altına almıştır.
Mehmet Eroğlu ile başlamak istiyorum. Kendisi ODTÜ mezunu bir mühendis. Birçok kitabı olması ile birlikte senaristtir aynı zamanda. Yazarlıkla ile ilgili eğitimler veriyor hali hazırda. Şöyle bir cümle var ayrıca
Ağlaya ağlaya anlatmak istediğim şeyler var. Bu hayatta hep isyankâr bir kız oldum. Ama bunun için hep sebeplerim oldu. Öyle berbat bir hayatı yaşıyorum ki gerçekten her şeyden nefret ediyorum. En çokta ailemden nefret ediyorum. Keşke bu hayata kimsesiz olarak başlamış olsaydım. En azından canımı yakanlar sadece yabancılar olurdu.
Daha biraz önce
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı)
On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
Kısa bir süre önce bitirdiğim 4 yıllık ilişkim ve artık eski olan sevgilimin söyledikleri kafamı kurcalıyor bu aralar. Aynada kendime bakarken, kendimle yalnız kaldığım o anlar da, onun söyledikleri kulaklarımda yankılanıyor. Belki de haklıdır, belki de ben onun söylediği gibi kötü bir kızımdır. Karşısındaki insana hiç acımayan, her fırsatta onu
Vicdansız bir zorba, çocukken dövülmüş ancak kendi babalarını bu yüzden asla suçlayamamış insanların bastırılmış korkularını ve kaygılarını harekete geçirir. Böylesi insanların, onlardan gördükleri eziyetlere rağmen babalarına sadakatleri asla şaşmaz. Her zorba, böylesi bir babayı, suistimal edilen çocukların varlıklarının her bir hücresiyle bağlı kaldıkları ve körlüklerini sürdürerek bir gün onu sevgi dolu bir ebeveyne dönüştürebileceklerini umdukları bir figürü simgeler.
Türk edebiyatının kıyıda köşede kalmış, daha doğrusu kalmaya mahkum edilmiş muazzam bir ismi Fahri Erdinç. Yazarın yaşamı ve yazını hakkındaki bilgilere, bu platform dolayısıyla az çok sahip olduğunuzu düşündüğüm için değinmeyeceğim. Fahri Erdinç'i hâlâ tanımayan arkadaşlara ise, yazarın otobiyografik romanı Acı Lokma' yı ya da hiç değilse roman