Atatürk'ün soyundan sopundan kime ne! Önemli olan soy sop değil, bir insanın mensubu olduğu millete ve insanlığa ne kadar hizmet ettiğidir. Ancak Atatürk düşmanı bazı dinciler ve faşistler, gerçekleri çarpıtıp soyu sopu üzerinden Atatürk'e saldırmışlardır. Meraklısına söylüyorum! Atatürk Yörük/Türkmen kökenlidir. Kılıç Ali anılarında
Sayfa 348 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Kanuni devrinden niye imparatorluk diye bahsediyoruz? Çünkü onun devrinde imparatorluğun vasıfları görülür; mesela XV. asır boyunca mimariye bakılırsa, birtakım camilerde yerel özelliklerin hâkim olduğu fark edilir. Mesela o asırlarda yapılan Üsküdar'daki Rum Mehmet Paşa Camii veya Atina'daki camilerimiz böyledir. Kanuni devrinde ise bütün bir mimari tek elden çıkmış gibidir. Tırhala'ya, Vidin'e, Haleb'e, Şam'a gidin; Trakya'daki camilere, Ankara'daki Cenabî Ahmet Paşa Camii'ne bakın, aynı tarzı göreceksiniz. Bu, Büyük Sinan'ın ve onun çıraklarının damgasını taşıyan bir mimaridir. XVI. yüzyılda artık karşımızda bir Osmanlılık vardır. Sadece askerleriyle ve kanunlarıyla değil, mimarisi ve sanatıyla da vardır. Bu Karlofça'ya kadar devam eder.
Reklam
XVI. asrın ikinci yarısına kadar yalnız Bulgarlar arasında değil, bütün Balkan yarım adasında umumiyetle reaya isyanları görülmemişti. Fakat inhitat devrinde, biri Osmanlı hamlesinin kırıldığı 1595 yılında, diğeri büyük ric'atın en buhranlı anlarında, 1688'de olmak üzere Bulgarlar arasında iki defa karışıklık çıktığını görüyoruz. Staneff'e göre Veliko- Tırnova havalisinde çıkarak Şarkî Bulgaristan'a yayılan 1595 isyanını Sadrazam Sinan Paşa bizzat gelip bastırmıştır. 1688'de Avusturya orduları Balkanlar'ın ortasına doğru ilerlerken patlayan ikinci isyan ise, Vidin, Pirot, Küstendil ve Üsküp havalisine yayılarak büyük bir kıyam halini aldı; hattâ İslâm ahali artık Rumeli'den ümitlerini keserek Şarka, Anadolu'ya kaçışmaya başladılar. Bu sırada, umumî durumun son derece vehameti dolayısıyla sadarete çağrılan Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa Avusturyalıları püskürttü ve reayaya karşı gayet yumuşak hareket ederek bu havalide sulh ve sükûnu temin etti.
Sayfa 51 - Kronik Kitap
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Osmanlı Padişahları
Osmanlı PadişahlarıAhmet Seyrek · Tulpar · 201530 okunma
Vidin Sinan
Hüdanın lütfu bize olsun kılavuz Ola ki gazi ya da şehid olavuz
Sayfa 49 - Timaş