İzmir'in Van Gogh'una
Van Gogh hakkında okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.
Kitap kısa bölümlerden oluşan, şiir diline yakin bir anlatım şekli olan Ferit Edgü nün yazdığı bir kitap.
Van Gogh yüz yıl sonra
Van Gogh yüz yıl sonra yaşamış olsaydı öldükten sonra değeri bilenen sanatçılardan biri olacağını bilip de huzura kavuşan biri olabilirdi ama insanın kıymeti öldükten sonra bilinir sonuç olarak .
Kitapta çok fazla altını çizdigim tekrar tekrar okuduğum yer vardı.
Van Gogh da, küçük adı Vincent (Hollandaca Zafer demek)
Adı Zafer olan ve tüm yaşamı yenilgilerle geçmiş bir insan! Yenilgiyse yenilgi! Yazgıysa yazgı!
Yaşamın sillesini yemekse, yaşamın sillesini yemek! Ama tüm bunlara karşı resimlerdir.
Gün boyu yaratılan, gece boyu düşlenen resimler.
-Kimse bana kim olduğumu sormadı. Adımı ben kendim söylüyorum ve resimlerimi bu küçük adımla imzalıyorum: Vincent-Zafer. Geleceğe inanıyorum.
Kitaptan bir alıntı ve Van Gogh için anlamı değerinden büyük cümleler
Bir uğrasın var ve bunu yapacak imkanın yok. Delicesine yapmak istiyorsun ama ya maddi güçlükler ya da sağlık sorunları peşini bırakmıyor. Çok kırıldım bu okuduğum hayata.
Van Gogh
• Vincent van Gogh'un kardeşi Theo'ya yazdığı mektupları biraraya getiren bir eser. Bu mektuplar, Vincent'in sanatıyla ilgili düşüncelerini, duygularını, yaşadığı zorlukları ve sanatsal mücadelelerini içeriyor. Sanatını şekillendirme sürecini, renkleri nasıl algıladığını ve resim yapma sürecini açıklarken kendi dünyasını da aktarır. Van Gogh Sanatı, yaşadığı hüzün ve zorluklarla mücadele ettiği bir kurtuluş ve ifade biçimi olarak görüyor..
Mektupların aynı zamanda Vincent'in yaşadığı dönemin sosyal, ekonomik ve sanatsal ortamına da ışık tuttugunuda belirtmeliyim.
İnsanın içinde bulunduğu duygusal durumun sanatı nasıl etkilediği ve sanatın insanın ruhunu nasıl beslediğinide açıkça görebilirsiniz..
Belirsizliklerle dolu hayatı ve sanat dünyasındaki yeri, Van Gogh'un mektupları sayesinde daha iyi anlaşılır hale gelmiş.Theo'yla olan yakınlığı ve duygusal bağları ise kardeşler arasındaki bu özel ve güzel ilişki oldukça net.
Dickens, Zola ve Tolstoy gibi yazarlardan etkilenmiş olmasının yanında empresyonizmin öncüsü olarak kabul edilen Van Gogh sanatı fovistler için üst düzeyde ilham verici ..
Ayrıca, 2018 yapımı "Van Gogh: Sonsuzluğun Kapısında" ve "Loving Vincent" filmlerini izlemenizi de öneririm. Keyifli okumalar
Theo'ya Mektuplar Sonrası
Vincent'ın kardeşi Theo'ya yazdığı mektupları derlemiş, 'Van Gogh' tarzının yaratıcısı yüzlerce esere de yeni, biraz buğulu bir pencere açmışlar.
Duvarında Yıldızlı Gece tablosu asılı olan, günü o şaheser ile ayan biri olarak, bu kitap benim ruhumun her sızısında ve benliğimin her tınısında yavaş yavaş aktı. Yalnız
Van Gogh'un eserlerinde hissettiğim hüznün derinliklerini keşfettiğim bir eser oldu İnan Bana. Mektuplar, benim için insanların gizli ruhlarının ve düşüncelerinin açığa çıkıp kağıda aktarıldığı bir türdür. Bu eserde de kardeşi Theo'ya yazdığı mektupları okurken Van Gogh ile tanışma fırsatı buluyoruz.
Eserin isminin "İnan Bana"
Loving Vincent
Normalde de ressam olduğum için (hayatıma renk veren şeyde mütavazı olamam) ve bana ilham veren bir yazar olduğu için mektuplarını okumak sanki direkt konuşmak gibiydi, ve bir kez daha anladım neden yakın hissettiğimi zihni veya ruhu benimle çok benzer
