Edebiyat meydanı başkalarının fikirlerini mantıksızlık derecesinde umursamış olan insanların enkazlarıyla doludur.
''Aslında, gençlik döneminin geçmekte olduğunu göste­ren işaretlerden bir tanesi, aralarında yerimizi aldığımız di­ğer insanlarla bir birlik hissinin ortaya çıkmasıdır.''
Reklam
Sorun sadece çok ki­tap okumak değil, okunması gereken birçok kitap olması­dır.
''Bu dönemin, bulunduğumuz yere sıkı sıkı­ya demirlemediğimiz; etrafımızdaki nesnelerin hızla hareket ettiği ve kendimizi de hareket ettirdiğimiz bir dönem oldu­ğu açıktır.''
İnsan işte böyle durumlarda kendisine insan ne için yaşar diye soruyordu. İnsan niye insan ırkı yürüsün diye bu kadar zahmete katlanıyordu?
İnsanların işleyemeyeceği kadar aşağılık hiçbir ihanet yoktu; bunu biliyordu. Hiçbir mutluluk uzun sürmüyordu; bunu biliyordu.
Reklam
..., insan kendisi olarak asla durup dinlenemiyordu, sadece bu karanlık yarık haline gelirse oluyordu bu. İnsan kişiliğinden kurtulunca, endişeden, aceleden, hareketten de kurtuluyordu ve bu huzurda, bu dinlenmede, bu sonsuzlukta her şey birleştiğinde, hep hayata karşı kazanılmış bir zafer nidası dilinin ucuna kadar geliyordu;...
Suçu savaşa mı atmalıyız? Ağustos 1914'te silahlar ateşlendiğinde aşk, erkeklerle kadınların yüzleri birbirine öylesine yavan göründüğü için mi öldürüldü?
..., herkes, dışarıya verdiğimiz görüntünün, bizi başkalarına tanıtan şeylerin çok çocukça olduğunu mutlaka hissediyordu. Bunun altı tamamen karanlık, her yere yayılıyor, ulaşılamaz bir derinliği var; ama ara sırada yüzeye çıkıyoruz ve siz yalnız o kısmımızı görüyorsunuz, diye düşünüyorlardı.
Hayat bir an dibe çöktüğünde, yaşanacak şeyler sınırsızmış gibi görünüyordu.
Reklam
...; o, yalnızlığı seviyordu; kendisi olmayı seviyordu;...
Virginia Woolf
"Sen benim her şeyim oldun... Beni kurtarabilecek biri olsaydı, o senden başkası olmazdı."
Bir kadının parası ve kendine ait bir odası olmalı.
Günaydın. Şu an tam da Virginia Woolf'un bu cümlesini yaşıyorum.
Bir gözyaşı damlamış en güzelinden Kapıdaki çarkıfelek çiçeğinden. O geliyor, güvercinim, sevgilim ; O geliyor ah, hayatım, kaderim ; Kızıl gül feryad eder, 'Yakında, yakında o' ; Beyaz gül ise ağlar usulca, 'Geç kaldı o' ; Hezaren dinler, 'Duyuyorum, duyuyorum' ; Ve zambak fısıldar, 'Ben bekliyorum. '
"Bu derin düşüncelerimin girdisiyle çıktısıyla sizi yormayacağım."
Resim