Bir eser düşünün olay örgüsü olmayan, olayların bir yere varmadığı, okuması zor ancak bırakmak istediğinizde ise merak uyandıran. İşte böyle bir kitap ile karşınızdayım. Virgina Wolf Feminizim güçlü kalemlerinden biri, ilk kitabını okuduğumda etkilenmiştim bu kitabından da aynı şekilde etkilendim. her kelimede her cümlede edebiyattan izler var. Okurken bitmeyen uzun cümlüler ile karılaşacaknız. Peki olay yoksa bu cümleler nedir diyor musunuz ? Yazar sizlere edebi olarak güçlü ve aynı zamanda farklı bir yazım tekniği sunmuş.
Eser bilinç akışı kullanarak yazılmış, yani aslında kitap basit bir anın,günün, ortamda bulunan her karaktermiz için ne ifade ettiği, ne hissettirdiği, neler düşündürdüğü üzerine ilerliyor. Romana ismini veren Deniz Feneri kavramını da ben biraz buna benzettim. Fenerin kendi etrafında dönmesi; kişinin kendi düşünce dünyasında kendisi ile baş başa kalması, fenerin yanıp sönmesi ise; insanların iç dünyalarında ki duygu geçişleri gibi tasvirlenmiş hissi oluşturdu bende. Kitap her okuduğunuzda başka bir duygu uyandırabilir, her okurada da başka hissettirebilecek kadar fazla çeştlilik sunuyor aslında.
Ben okurken bu eserin başlı başına Virginia olduğunu düşündüm. Aralara sıkıştırılmış o öfkesi; kadın ve erkek çatışmaları, aile hayatının gerilimleri, ideal bir kadın olma, eş olma konuları ele alınmış.