Her şey loş fakat çarpıcıydı, alacakaranlığın bahçenin üstüne örttüğü eşarp, bir yıldız ya da kılıçla paramparça edilmiş gibi, korkunç bir gerçeğin, doğası gereği, ilkbaharın kalbinden fırlayıp çıkmasının bıraktığı iz gibi. Gençlik için…
Sayfa 27Kitabı okuyor
Öldürülmek mi daha iyiydi, burada kalmak mı ? Hangisi daha kötüydü - bu hayat mı, o ölüm mü ?
Sayfa 68Kitabı okuyor
Tam yerinde bir isim de uydurulmuştu, yoksulların böyle toplaştıkları yerlere "Kargalık" deniyordu. Çünkü kargaların ağaç tepelerine çiğneyip oraları kapkara etmeleri gibi, buralarda da insanoğulları birbirlerinin üzerine üşüşüyordu.
Sayfa 63Kitabı okuyor
Dünyanın çok yakında kaybolacak güzelliğinin iki ucu vardır; biri kahkaha diğeri ise kalbi parçalara ayıran elemdir.
Sayfa 26Kitabı okuyor
Aceleye gerek yok. Işıldamaya gerek yok. Kendinden başka kimse olmaya gerek yok.
Sayfa 18Kitabı okuyor
Belki de zekice eleştiri hiçbir zaman cesaret kırıcı değildir.
İnsan doğası acımasızdır.
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Üçümüz, davaların bu en görkemlisinde suç ortağıyız. Birbirimize, birbirimizi anlayışımızla bağlandık. Birbirimize nefretle bağlandık. Kara ve baskıcı bir zorbalığa baş kaldırmak üzere bağlandık. Birbirimize aşkla bağlandık.
Sayfa 59Kitabı okuyor
İletişim sağlıktır, iletişim mutluluktur.
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bence hazzın verdiği cesaret kolayca köreliyor.