Yazarın ilk okuduğum kitabı, 1000kitapta popüler kitaplardan adını çokça duyup merak ederek okudum. İş yerinde tevafuk kitaba da rastlayınca okumak istedim. Şu salgın döneminde konusu da denk gelmiş oldu. Şu anda yaşadığımız corona salgını gibi körlük salgını olan bi kitap olmasıda konusu itibari ile ilgimi çektikmiş bulundu. Yazarın dili biraz değişik aslına sadık kalınarak çevirme yapıldığından pek fazla noktalam işaretleri yoktu. Bolca virgül barındırıyor, konuşma çizgisi olmadığından konuşmaları başta anlayamıyor insan ama sonraları çok kolay hakim oluyorsunuz yazarın diline. Yani en azından ben çabuk adapte oldum. 3 günde sıkılmadan okudum. Aslında çok bi olay yok genel hatlarıyla karantina sürecinden bahsetiyor. Ama olayların içeriği ve yaşananlar dehşet verici. Öyle bir dünyada yaşamak istemezdim doğrusu. Görmenin nasıl bir nimet olduğunu, gözlerimizin, yaşamımıza ne kadar katı sağladığını fark etmemize neden olacak bir kurgu romanı. Ben severek, merakla okudum. Şimdi sıra filmini izlemeye geldi. Filmi izleseydim kitabı okuyamazdım. O yüzden kitap bitiminde izliyorum, filmi çekilmiş kitapları. Siz nasıl yaparsınız bilemem. Herkese iyi okumalar. Hayırlı Ramazanlar.