Beklemeden Yaşa
Her zaman bir kitabın sonuna yaklaşır gibi yaşa.
Lunaparkta kaybolmuş gibi yaşa.
Oyuncak dükkanında kaybolmuş çocuğun iştahıyla yaşa.
Kaybolmuşluğu unut, etrafına bak!
Yüzmek gibi yaşa, boğulmak gibi değil.
… Uçmak gibi yaşa, düşmek gibi değil.
Kuş sesleriyle bir ağacın gölgesinde uzanır gibi yaşa.
Kaşık kaşık çikolata yiyip, ellerini beyaz tişörtüne silen çocuk gibi yaşa.
Saatlere bakmadan yaşa.
Beklemeden yaşa.
Yorulmadan yaşa.
Bir tırtılın kelebek olma hayali vardır,
Senin de bir hayalin olsun.
Öyle yaşa işte!
Boynu bükük soru işaretlerini boşver.
Dik ünlemlerin var.
Noktaları at çöpe, kucak dolusu virgül getirdim sana.
Allah’ın sana uzattığı beyaz kağıdı geri çevirme.
Yani diyorum ki;
Yaşa da,
Nasıl yaşarsan yaşa!
(Mornie Menel)
Şikayetim var arkadaş... Rahatsızlık duyuyorum! 1000kitap'a giripte alıntılara bakmak istediğimde sayfalar dolusunca aynı okurun alıntılarını görmekten son derece rahatsızlık duyuyorum.. Takip ettiğim okurların paylaştıklarını zaten anasayfamda görebiliyorum, fakat takip etmediğim okurların paylaştıklarını iletiler http://1000kitap.com/iletiler ve
Düşün! Bize, matematik dünyasının kurgusal ve sonsuz olduğu öğretildi. Bunu kabul ederim. 1'den sonra 2 gelir dendi. Bunu da kabul ederim. Ama sonra, 1 ile 2 arasındaki sonsuzluğu düşündüm. Peki o nereye gitti? İrrasyonel sayılar varken bir sayıdan sonra diğer bir tam sayı nasıl gelebilir? Eğer 1'den sonra virgül konursa ve bunun da kıçına sonsuz sayı konabiliyorsa 2 nasıl gelir? İşte! Soru bu! Yanıtsız bir soru. Ve işte matematiğin hatası! Dolayısıyla matematik yok. Onun üzerine kurulmuş dünya düzeni de yok... Ama ben anlayabilirim. Anlayabilirim bu sorunu. Ve o zaman ortaya yaklaşık sayılar çıkar. Yani hiçbir sayı tam değildir. Hepsi tama yaklaşır. Ama varamaz. Demektir ki, 1,999...9'u bize 2 diye yutturmaya çalışan bir dünyanın çocuklarıyız. Ve dünya da aslında tam gibi görünürken, aslında bir irrasyonellik harikası. İşte bunun için hayat yoktur. Olsa dahi o da irrasyoneldir! Yani anlamsızdır. Ne bir başlama nedeni, ne de bir oluş nedeni vardır. Evrende uçuşan kocaman bir irrasyonellik. Tabii ki dünyanın bir anlamı olması gerekmiyor. Belki de onu anlamdıran üzerinde yaşayan akıl sahibi yaratıklardır. Ama onların da bizi getirdiği nokta ortada!
Bana dilerseniz takıntılı deyin ama söz konusu çeviri olduğunda hassaslaşıyorum. Yabancı bir yazardan kitap okurken siz de çeviriye dikkat ediyorsunuzdur, eminim. Çevirmen hata yapabilir ama yayınevinin editörü de mi yok? Anlam bozuklukları, virgül eksiklikleri, satır başlarının atlanması hep gözüme takılanlar. Bir de neden 'oysa ki' kelimesi hep 'oysaki' yazılmış, lütfen biri bana bunu açıklasın! Romanın konusuna gelince, enterasan bir şekilde ilgi çekici. Katilin kim olduğunu kitap boyunca tahmin edemiyorsunuz. Habire fikriniz değişiyor. Hikaye güzel ama notu çevirinden kırdım, üzgünüm.