Sana, penceremin önünde duran o vişne ağacını anlatmıştım. Karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bolartırdı gönlümü. Sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana.
Sevmek, sevilmek iyi hissettirir her zaman. Hele tam uyum yakalanmışsa; üzerine tam oturan bir kıyafeti dener gibi, tam manasıyla seni yansıtan en iyi cümleyi kurmuşsun gibi, en sevdiğin şarkının nakaratına bağıra çağıra eşlik etmek gibi... İki tarafı ağaçlı yolda gökyüzüne bakarak yürümek, şafak vaktinde doğan güneşi izlemek, kanatlanıp uçmak
Ağustos ayını (Son 30 günü) 20 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 7 ayın kitaplarını da bırakacağım, yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
AĞUSTOS AYI
1-)Ivan Osokin'in Tuhaf Yaşamı( D. Ouspensky)
.
Moskova'da, Kaluga kapısındaki kampçığımızda gururlu mu gururlu bir kızcağızımız vardı, eskiden keskin nişancı, teğmeni, şimdi tutuklu "M." Bir masal prensesi kadar güzel: Dudaklar vişne kırmızısı, duruşu - kuğu kuşununki gibi, saçları kuzguni renkte. Ona göz diken ise yaşlı, pis, şişko ambarcı İsaak Berşader. Görünüşü genellikle tiksindiriciydi, hele askeri mazi sahibi güzel kızın gözüne büsbütün iğrenç görünmüş olmalıydı. Adam - çürümüş kütük, kız - zarif kavak ağacı. Fakat kızı öylesine bir çember içine aldı ki, kaçacak delik kalmadı. Kızı genel işlere göndertti (tüm pridurkiler bir takım, avlayan ambarcıya, yardım ediyorlardı), gözetme kadrosundakilerin sebepsiz takılmalarına hedef etti (bunlar da ambarcının eline bakarlardı). uzak ve kötü bir kampa göndermekle tehdit etti, sonunda. Bir akşam, ışıklar söndükten sonra, gökten ve kardan gelen yansımalarda, M.'i kadınlar barakasından çıkarak, başı eğik, hırslı Berşader'in depo kapısına vurduğunu gözümle gördüm. Bundan sonra kampın iyi bir yerine yerleşmişti kızımız.
.
Gel bakalım sevgili okur, uzak kalma ‘Vişne Ağacı’mın gölgesine. Otur şöyle hem dinlen hem biraz konuşalım. Bugün söyleyeceklerim hayatını değiştirmene yardımcı olabilir. Bir hapishaneden bahsedeceğim sana bugün. Kimsenin görmediği ama derinden hissettiği yüksek duvarlı bir hapishaneden? Öyle bir hapishane ki bu… Müebbet gibi ne affı var ne de
Eylül ayını (Son 30 günü) 14 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 8 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
EYLÜL AYI
1-)Mor Mürekkep(Nazan Bekiroğlu)
2-)Bu Böyledir(Mustafa
Ekim ayını (Son 30 günü) 11 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 9 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
EKİM AYI
1-)Yufka Yürek(Fyodor Dostoyevski)
2-)Rüveyda(Nurullah Genç)