Erkeklerden nefret etmiyorum, biraz daha çaba göstersinler istiyorum. Hepsi kahraman olmak hevesinde, biz ise evde kalıp ev işlerine ve çocukların yetiştirilmesine katkıda bulunsunlar istiyoruz. Ama onların kahramanlık anlayışı buna benzemiyor.
Sayfa 153 - Sel yayınlarıKitabı okudu
Şimdilerde, minik böcek gövdelerimizle dünyanın her yanına yayılarak, oraya buraya bayraklar, binalar dikerek, sanki tüm yolculukları tükettik.
Sayfa 96 - Sel yayınlarıKitabı okudu
İçinde yaban hayvanlarının yaşadığı kara bir kule var. Kulede ne kapı ne de pencere bulunuyor. Kimsenin girmesine çıkmasına izin yok. Kulenin en tepesinde bir kafes var. Kafesin parmaklıkları kemikten. Bu kafesin içindeki tutsak ruh güneşi görmeye çalışıyor. O kule benim bedenim, kafes ise kafatasım. Rahatlamak için türkü çağıran ruh ise benim, kendim. Ama rahatlayamıyorum. Yapayalnızım.
Sayfa 70 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Vakit geceydi, Cevza burcunun ikiz yıldızı gökyüzünde belli belirsiz görünmüştü, ben de birbirini seven iki erkek kardeşin tragedyasından söz açtım. Birbirlerine duydukları sevgi doğa dışı sayılabilirdi, çünkü biri öldürüldüğünde öteki öylesine derin bir kedere düşmüştü ki, kardeşinin yaşamının bağışlanması için yakardığında, yılın bir yarısında birinin, öteki yarısında ötekinin yaşaması koşuluna boyun eğmiş, ikisinin hiçbir zaman bir arada yaşayamayacağını kabullenmişti. Bizler için de aynı şey söz konusu değil mi? Yeryüzünde kurşundan kalkanlar içinde bulunuyoruz ve sevdiğimizin varlığını, çok uzakta değilse bile, dokunamayacağımız kadar uzakta her an hissediyoruz.
Sayfa 49 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
hemen hemen her şeyi şu ya da bu biçimde görmüş olduğumuzdan dünyada o kadar az harika kalmış ki
Sayfa 135
Bir vakitler, çok eskiden ben de özgürdüm, uçmuştum. Sonra zarif bir şekilde yere ayak basmış, bir ev dolusu eşyanın ortasında kalmıştım.
Sayfa 64Kitabı okudu