İnsan aklı tek bir günde okyanusları sığ havuzlara dönüştürebilir.
Gerçek amacımı yola çıktıktan sona fark ettim. İngiltere’den ayrıldığımda kaçtığımı sanıyordum. Belirsizlikten, karmaşadan, her şeyden çok da kendimden kaçıyordum. Zamanla başka biri olabilirim, kendimden daha iyi, daha güçlü birine aşılanabilirim sanmıştım. Derken kaçmadığımı, kovaladığımı anladım. Kendi tez-ayaklı, uçucu, başka bir yaşamda başka biçimde yaşayan benliğimi yakalamak çabasındaydım.
Reklam
“Neden?” dedim. “Medea yapmış bunu, Romeo ile Juliet de, Cressida da, İncil’deki Ruth da yapmış.” “Saçmalama, ben kitap kahramanı değilim.” “O zaman ben neden kitap kahramanı olayım?”
Aşkın sesini tanıyorum, çünkü duvarın öte yanından duydum, ama duyu olarak neye benzediğini bilemiyorum… Nasıl bir şey olabilir ki aşk? Bir kere âşık oldum - aşk dedikleri şey bizi doğruca cennetin kapılarına götüren, aynı anda o kapıların sonsuza dek kapalı olduğunu gösteren zulümmüş meğer.
Her erkek kadınlar konusunda bilinecek her şeyi bildiğini sanır; bu da sizin onlara karşı en büyük gücünüzü oluşturur.
Hepimiz böyle mi yaşıyoruz? İki yaşam: dışavuran ideal ya- şam, bir de imgelemin egemen olduğu, gizlerimizi sakladığımız içsel yaşam. İşin garibi, yolculuklarımı ne kadar uzattıysam o kadar uza- ğımda kaldılar. Tradescant yolculuklarını tamamlayabiliyor. Yol- culuklar zamanı güzel geçirmenin bir yolu ve de sonlar az ya da çok belli. Oysa ben yola
Reklam
Her erkek kadınlar konusunda bilinecek her şeyi bildiğini sanır, bu da sizin onlara karşı en büyük gücünüzü oluşturur
Erkekleri kendi aralarında gruplar hålinde tutmak en iyisi- dir. Böylece birbirleriyle yarışmaktan ve sarhoşluktan bit- kin düşerler. Bunlar olurken kadın kendi yaşamını istediği gibi sürdürebilir.
Erkekler hep yumuşak kadın ararlar, ama başlarında güçlü bir kadın bulunmadıkça hayatları perişan olur.
Ayrıca şunu da unutmamamı salık verdi: Bir kadını kazıklarsan katiyen unutmaz ve günün birinde, aradan yıllar geçse bile sana bunu ödetir, oysa erkekler bağırıp çağırırlar, belki bir tokat da patlatırlar ama dikkatleri hemen başka bir şeye kayar.
Reklam
Oysa erkekler, her şeyden habersiz, kendilerini duruma häkim sanıyorlar, gidip barlarda böbürleniyor ya da kürsülerde zayıf cinsin sersemliğini vaazediyorlardı.
Dikkat ettim, kadınların kendilerine özgü bir dili var. Erkeklerin yapılandırdığı dile bağımlı olmayan, birtakım işaretler ve yüz ifadeleri üstüne kurulu bir dil bu ve sıradan kelimeleri şifre gibi kullanıp onlara başka anlamlar yüklüyor. Eteklik giydiğimde yabancı bir ülkede yolculuk yapar gibiydim. Dili bilmiyordum. Bana kuşkuyla bakılıyordu.
geçmişimde kendi sevmeyen, sevemeyen, sevmeye niyeti olmayan kadınlara bulaşmıştım hep. Ben onları sevmiş miydim? O sırada öyle sanıyordum, ama şimdilerde kuşkuluyum, onlara bakarak kendi kendimi sevmişim yalnızca.
Hiç ilan vermem. İnsanlar aradıkları için bulurlar beni. Tıpkı senin gibi.
Bana sorarsanız, aşırılığın yol açtığı günahlarla yaşamak, nefsi köreltmekten doğan günahlarla yaşamaktan daha iyidir.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.