''Doğu Sorunu ! ''
İlk kez 1814 yılında Viyana Kongresi'nde büyük devletlerin Osmanlı Devleti üzerinde yürüttüğü rekabet ''Doğu Sorunu'' kavramıyla ifade edilmişti.
Sayfa 281
Viyana Kongresi'nin 1815'te aldığı kararları Avrupa, restorasyon olarak adlandırdı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 1.CiltKitabı okudu
Reklam
Devrim ve Napolyon Savaşları kesintisiz 25 yıl sürdükten sonra 1815'te sona erdiğinde Avrupa savaş yorgunu ve enkaz halindeydi. Avusturyalı Prens Metternich'in liderliğinde toplanan Viyana Kongresi'nde krallar ve muhafazakâr siyasetçiler saatleri geriye alıp devrim öncesi döneme geri dönmeye (restorasyon) çalışırken, halk barış ve huzur istemekteydi. Avrupa ahengi denilen yeni uluslararası düzende var olan siyasi sistemin gerekirse güç kullanılarak korunması esas alındı. Takip eden dönemde özellikle Rusya ve Avusturya "Avrupa'nın jandarması" görevini üstlenip her tür isyan ve radikal siyasi hareketi kanlı bir şekilde bastırdı. Devrimle başlatılan askeri reformlar siyasi ve sosyo-ekonomik sistemi tehdit ettiği düşüncesiyle sona erdirildi. Zorunlu askerlik kaldırıldı, burjuva kökenli subaylar emekliye zorlandı ve ordular küçültüldü. Askerî okullara alınan öğrenci sayıları iyice düşürüldü.
Sayfa 173 - Doğu Kütüphanesi YayınlarıKitabı okudu
Diplomasi Tarihi
Viyana Kongresi'nin bir ateşkes ya da barış kongresi değil de Avrupa devletlerinin barış sonrası çözüm bekleyen sorunlarının konuşulduğu bir zirve olması, benzerlerini bugün BM ve AB çatısı altında gördüğümüz yeni bir diplomasi anlayışını başlatmıştır. Çok sayıdaki katılımcının çok sayıda dengeyi gözeterek ahenkle yürütmeye çalıştığı uzun görüşmeler Viyana'da gerçekleştiği için, vals benzetmesi yapılarak "kongrenin ilerlemediği, dans ettiği" konuşulmuştur. 1 Kasım 1814'ten 8 Haziran 1815'e kadar geçen yedi ay içerisinde Viyana'nın 200 bin civarındaki nüfusu üçte bir oranında artmış, gerçek anlamda sayısız dans, av ve akşam yemeği partisi düzenlenmiştir.
Waterloo Savaşı (1815) ve Viyana Kongresi ile "Napolyon Olayını halleden Avrupa, Restorasyon Çağı'n kurduğu yeni dengeler ve görece barış ortamına girer. modern bilim, sanat ve felsefe yükselip, sanayileşme, kapitalizm ve kolonizasyon hızla ilerlerken ihtilaller ve sosyal çalkantılar da arz-ı endam eder
arz-ı endam: boy göstermek anlamına gelmektedir.Kitabı okudu
Balzac, bir yandan tarihsel süslemeleri, bir yandan da Tılsımlı Deri, Séraphita Louis Lambert'de olduğu gibi fantastik ve mistik öğeleri vasifsızca kullanarak romansal olanı romantik olanda aramıştır. Şimdiyse doğru olarak bakınca, dönem tarihinde de aynı ölçüde yoğunluğun bulunduğunu, önemli olanın konu, dekorasyon ve süslemeler olmadığını,
Sayfa 260 - Can Yayınları [Modern]Kitabı okudu
Reklam
106 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.