Napolyon.
1812'de Napolyon 600 bin kişilik bir orduyla Rusya üzerine yürüdü. (...) Çekildiği zaman ise bu, tarihin en büyük trajedilerinden bir oldu. Avrupa devletleri geri çekilen "muhteşem" Fransız ordusuna, sırtlanların leşin üstüne çullandıkları gibi saldırdılar. Fransız Devrimi'nin getirdiği yeni düzene ihanet etmiş bu despotu, kurtarıp canlandırdığı eski düzen... mahvetmeye hazırdı ve öyle de yaptı. Paris'e döndüğünde 600 bin kişilik ordudan geriye sadece 1500 kişi kalmıştı. 1814 yılında son askeri kampanyalarla Fransa işgal edildi ve Napolyon Elbe adasına sürüldü. Napolyon, Avrupa'ya yeniden çekidüzen vermek için toplanan Viyana Kongresi sırasında kaçarak yeniden, Fransa'nın başına geçecek ama Waterloo'da 1815 yılında İngiltere'ye yenilerek, bu kez 1825 yılında kanserden öleceği St. Helena adasına sürülecektir (...) Napolyon, her zaman olanaksızı istedi; çoğu kez elde etti, edemediği zaman da yıkıldı.
Ne güzel anlatıyor Metin Erksan, edilgen değil, etken olacaksın!
En son "Hanedanlar Çökerken" dizisinde, Romanovları, Habsburgları almışlar da, Osmanlıları almamışlar. Biz de çıkıp demedik ki "o filmin başında da sonunda da biz de varız.", diye. Bu film BBC yapımıdır. İngiliz hinliğiyle böyle yapılmış. Milliyetçilik, "bu filmde biz de varız", demektir. Bu aptsl film oynarken bizim de hanedanımız çöktü demiyoruz. Niye? Dünyanın en iyi süvarileri Türk ordusundaydı. Bunu en iyi Marx ve Engels anlatırlar. Doğu Sorunu'nda 1871 Silistre savaşlarında yaptıklarını anlatırlar. Onlar yapmıyorlarsa sen yap bir güzel film... Seni Viyana Kongresi'ne çağırmamışlar, adam yerine koymamışlar, sen de "ben giderim" dememişsin. Sen adam yerine koydurt kendini, esas milliyetçilik budur işte...
Sayfa 49 - Kırmızı Kedi Yayınevi, "Turuncu Kitaplar" serisi, 2. Baskı, 2017, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Şark Meselesi 1816'da Viyana Kongresi'nde, Osmanlı camiasındaki Hristiyanlara işaret etmek üzere kullanılan bir tabirdir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler'in kuruluşundan bir yüzyıl önce, Avusturya devlet adamı Metternich, Napoleon'un hertaraf edilmesinden sonra, Avrupa'yı birbirleriyle sürekli mücadele halindeki devletler ve milletlerden oluşmuş bir kıta olarak değil, tersine tek ve birleşik bir Avrupa birliği yapma görüşünü ortaya attı. Ona göre, bu birlik büyük bir devletin egemenliğiy­le değil, devletler arasında bir örgüt içinde işbirliğiyle sağlana­bilirdi. Avrupa'da barışın ve mevcut monarşik düzenin muhafa­zası ve garanti altına alınması için, dört büyük devletten oluşan birliğe, Avrupa'nın herhangi bir yerindeki ihtihll hareketine karşı müdahale hakkı getirildi. 1815 Viyana Kongresi'nde Dörtlü İtti­fak, Metternich Sistemi'ne uygun olarak, Avrupa'nın durumunu görüşmek üzere her sene toplanmayı, böylece Viyana'da kurulan statükoyu sürdürecek daimi bir mekanizma oluşturmayı karar­laştırdı. Özel niteliği ve fonksiyonu dikkate alınmazsa, Metter­nich Sistemi XX. yüzyılın milletlerarası örgütlenmelerinin ha­bervisi telakki edilebilir.
1815 Viyana Kongresi ile somut biçimler almaya başlayan ve “Şark Sorunu” adını alarak adlandırılan sorun, Osmanlı topraklarının paylaşılması isteğinden başka bir şey değildi.
Önsöz Ondokozuncu yüzyılın ikinci yarısında bütün Avrupa'yı meşgul eden, yüzbinlerce insanın hayatına mal olan, Napoleon 1'in Rusya'ya hücumundan Birinci Dünya Savaşma kadar geçen devrede en çok insana zayiat verdiren ve askerî bakımdan da kötü idare edilen savaş şüphesiz ki Kırım Savaşı'dır. Osmanlı İmparatorluğu'na hasta adam diyen Rus
Sayfa 9 - EREN Yayıncılık ☪ 1.Baskı - Eylül 2002, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Avrupa tarihinde diplomatik esasları milletlerarası ilişki- lerin düzenlenmesini tayin eden iki büyük antlaşma vardır. Birincisi 1648 Vestfalya Antlaşması, ikincisi 1815'te cereyan eden beynelmilel mahiyetteki Viyana Kongresi'dir.
130 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.