Çaresizlik ne alaka yaw
Birini ya da bir şeyi sevmek, değer vermek, onu her şeyiyle sevmek demektir çoğu zaman. Ne olduğunu, ne olacağını, sınırlarını bilip, hatalarıyla, eksikleriyle, yanlışlarıyla ve sebep olduğu üzüntülerle kabul etmek demektir. Hiç kıvırmasak mı? Kıvırmadan söyleyelim evet, gerçekten sevmek bir tür çaresizliktir. Bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur. Vizontele filminin meşhur bir sahnesi var ya hani. "İnsan memleketini neden sever?" diye sorar Belediye Başkanı ve cevabı da yine kendi verir; "Başka çaresi yoktur da ondan sever!"
-Yazarım sana..
- Yazma. O zaman bekliyor insan. Buraya çok az insan geliyor, çok insan gidiyor. Kalan da bekliyor ama bazen çok uzun bekliyor. Vizontele 2003
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Reklam
Bir şeylerin anlamını yitirmediği zamanlardı.
- Yazarım sana. - Yazma...O zaman,o zaman bekliyor insan. Ee buraya çok az insan geliyor,çok insan gidiyor.Ee kalan da bekliyor ama bazen çok uzun bekliyor.Yani hani mesela zannediyorsun ki bi yoldan birisi gelecek,boş uzun bir yol, devamlı ona bakıyorsun,sonra kimse gelmiyor.Yazma onun için... -Vizontele Tuuba (2004)-
"Her şey güzel olacak. Herhalde, galiba, sanırsam." Vizontele
247 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Maria Vargas Llosa'nın ilk kitaplarından olan "Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu" ile okul yıllarımda tanıştım. Zaten yeni baskısı da yapılmadı sanırım. Kitabın konusu adından ve kapak resminden anlaşılacağı üzere bir hali ilginç. Peru Amazonunda görev yapan askeri birliklerde; çevre köylerdeki kadınlara ve görevli askerlerin ailelerine sarkıntılık/tecavüz olayları artınca, bölgede özel bir tabur kurulmasına karar verilir. Disiplinli bir lojistik subayı olan Yüzbaşı Pantoja, eşi ve annesiyle; kadınlardan oluşan bu birliği oluşturmak üzere bölgeye gönderilir ve olaylar gelişir. Kitap zaten bu tayin emriyle başlıyor ve çeşitli yazışmalar, resmi raporlar, diyaloglar, gazete haberleri, telsiz görüşmeleriyle ve bir sürü değişik şeyle devam ediyor. Bu biraz ordan, biraz burdan anlatım tekniği sizi hiç sıkmıyor, akıcılığa katkı sağlıyor. Bu özel birliğin, kadınlar taburunun oluşturulmasını, her türlü ihtiyaca cevap verecek hale gelmesini ve ordudaki en düzgün çalışan birim haline gelişini keyifle izliyorsunuz. Olaylar apayrı bir coğrafya ve farklı bir kültürde yaşansa da hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Biraz militarizm ama çokca bürokrasi eleştirisi içeren bu hikayeyi okurken sanki bir türk filmi (Örneğin Vizontele) izler gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Çevirmenin de bunda payı büyük tabi. Tarzları farklı olsa bile bu kitap, belki Aziz Nesin'in romanları ile karşılatırılabilir. Sahaflarda bulursanız gözü kapalı alabilirsiniz, oldukça keyifli bir deneyim yaşayacağınıza eminim.
Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu
Yüzbaşı ve Kadınlar TaburuMario Vargas Llosa · Ayrıntı Yayınları · 198972 okunma
135 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Bazı şeyler hiç değişmeyecek!!
Bu kitabı ikinci okuyuşum ama ilk okumamda bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Farkındalığın oluşması gerekiyormuş demek ki. Üniversite de çok rahat duran biri değildim:) sorgulayan, irdeleyen ve göze batmaktan korkmazdım. Annem de bunu bildiği için anne şefkatiyle, Vizontele repliğiyle "olaylara karışma" derdi:) babam ise, taraf olmayan bertaraf olur diyerek açık açık olmasa da yanımda olduğunu hissettirirdi.:) Tarafım babacığım, haksızlığa karşı tarafım, özgürlüğe tarafım, insanca yaşayabilmeye tarafım, senin sayende. Benimle mücadelen doğduğum zaman, nüfus memurunun adımı Eylem olarak yazmamasina direnip, inat edip adımı Eylem olarak yazdırman ile başladı. Sanırım babamın kızıyım:)) Kitaptan çok kendimle ilgili spoiler verdim:) ama bu kitabın neden benim için değerli olduğunu anlatabilmem adına yazmak istedim. 90'lı yılların başından itibaren işkence evleri olarak kurulan, F tipi cezaevlerinde yaşanan işkenceler ve ailelerin sevdikleri için girdiği ölüm oruçları anlatılmıştır. Bu ülkeyi gerçekten sevenler hep sindirildi, korkuldu onlardan asıldı ve onursuzca bir yaşam reva görüldü. Kendi çıkarlarını devletin çıkarları üstünde görenler ise hep yükseldi. Bu zihniyette iseniz bu ülkeye Cumhurbaşkanı bile olursunuz. Tam tersi düşüncede olanlar ise yüreğimizdeki darağaçlarinda. Yeni gelen her iktidar bir öncekinin kanlı perdesini kaldırıp, yeni tertemiz ama kanlanacak bir perdeyle geldi. Demokratik söylemler o perdenin arkasında yaşananlarla hiç uyuşmuyordu oysaki. Baştan sona hüzün dolu bir kitap. Ama her şeye rağmen Suçtur Umutsuzluğa Kapılmak diyorum bende..
Suçtur Umutsuzluğa Kapılmak
Suçtur Umutsuzluğa KapılmakCezmi Ersöz · Tekin Yayınevi · 2006161 okunma
Reklam
515 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.