Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Vizontele
- Kaç sene kalmıştı o kız burada? + İki sene. Giderken bana bir mektup bırakmıştı, İzmir'e gelirsen beni ara diye. Ben de beş sene sonra gittim. - Eee, bulabildin mi? + Buldum. Hatta bir de çay içtik. Ben, o, bir de kocası. O ara golü yemişiz haberim yok anlayacağın..
Kıvırmadan söyleyelim evet , gerçekten sevmek bir tür çaresizliktir. Bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur. Vizontele filminin meşhur bir sahnesi var ya hani. "İnsan memleketini neden sever ?" diye sorar Belediye Başkanı ve cevabı da yine kendi verir ; "Başka çaresi yoktur da ondan sever !"
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Vizontele
Elektronik çağı Kolera'da olanca şiddetiyle patladı. Köylü kadınlar ve softaların karıları, televizyondan "şeytan aleti" diye bahsedildiğinden, televizyonu korkarak, başlarını bağlayıp evi tertemiz yaptıktan sonra seyrediyorlardı. Ekrana kadın spiker çıkınca rahat nefes alıp sakince seyrederken, erkekleri gördükleri zaman mutfağa veya yan odalara kaçıyorlardı. Kocaları evde yokken, erkek spikerleri kapı aralığından gizlice seyredip koltuk kenarlarına sürtünüyorlardı. Aya gidildiğine bile inanmayan softaların televizyonu kabullenmeleri yine Fethi'nin sayesinde oldu. Gaftici televizyondaki belgesel programlarının sesini kısıp Şeytan Kutusu'nun arkasına yerleştirdiği teypten ezan sesi çıkararak softaları aptal kutusuna esir etti. Kaptan Kusto'nun Denizler Altındaki Yaşam belgeselini "Huu" çekerek izleyen softalar görülmeye değerdi.
Sayfa 47 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Birini ya da bir şeyi sevmek ,değer vermek, onu her şeyiyle sevmek demektir çoğu zaman. Ne olduğunu ,ne olacağını ,sınırlarını bilip,hatalarıyla,eksikleriyle,yanlışlarıyla ve sebep olduğu üzüntülerle kabul etmek demektir. Hiç kıvırmasak mı ? Kıvırmadan söyliyelim evet, gerçekten sevmek bir tür çaresizliktir.Bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur.Vizontele filminin meşhur bir sahnesi var ya hani. ' İnsan memleketini neden sever ?' diye sorar Belediye başkanı ve cevabını yine kendi verir ;' Başka çaresi yoktur da ondan sever.'
Sayfa 107Kitabı okudu
-Emin, sana bir kız bulsak mı? Artık vakittir ha. -Haa yok hocam sağ ol, benim bir sevgilim var. -Yapma yav, kimmiş o? -Danimarka'da kendisi. -Nerdeeee? -Danimarka, bir ecnebi memleket. -Ne yapıyor orda? -Oralıdır kendisi. -Sen nerden tanıyorsun Allah'ın Danimarkalısını? -Bir sene turist olarak gelmişti buraya, ben de gezdirdim kendisini. O illa tutturdu "Bir dahakine geleceksin Danimarka'ya diye. Ya dedim benim kuşlarım var ben nasıl geleyim? Kim bakacak onlara? -Nasıl yani sen şimdi kuşlar yüzünden mi gitmedin Danimarka'ya? -Ben gidersem ölürler... Gerçi o çok ısrar edince dedim dur bakalım, işleri ayarlayabilirsek gelirim dedim. Önümüzdeki sene kesin gideceğim, heralde yani galiba... Vizontele
Asiye: Nedir bu? Rıfat: İçinde yaramın kabuğu var. Asiye: Yaranın kabuğu mu? Rıfat: Senle ilk buluştuğumuz gün düşmüştüm, kanamıştı. Sonra yara kurudu, ben de kabuğunu sakladım. İkimizin yarasıdır diye. Esasen çok saçmadır değil mi? Ama olsun düşündüm ki fotoğraf vermekten iyidir, fotoğrafa bakar bakar alışırsın. Ama yara öyle değildir. Etimden bir parçadır. Ne zaman baksan acırsın. **Vizontele, Yılmaz Erdoğan, 2001
509 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.