Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kapitalist üretim, tekniği ve toplumsal üretim süreçlerinin birleşmesini, ancak, bütün zenginliğin iki kaynağını, toprağı ve işçiyi kurutarak ilerletir.
Marx ve ailesi ağır bir yokluk içindeydi. Engels'in sürekli yaptığı para yardımları olmasa, Marx Kapital'i bitirmek şurada dursun, yoksulluktan ölebilirdi.
Reklam
"Kabuk parçalanır. Kapitalist özel mülkiyetin saati çalmıştır. Mülksüzleştirenler mülksüzleştirilir.” (Kapital, I).
Sömüren, hep aynıdır: sermaye. Tek tek kapitalistler, köylüleri teker teker ipotek ve tefecilik yoluyla sömürürler; kapitalistler sınıfı, köylüler sınıfını devlet vergileri yoluyla sömürür.
Günümüzde burjuvaziye karşı direnmekte olan tüm toplumsal sınıflar içinde yalnızca proletarya, gerçekten devrimci bir sınıf olarak karşımıza çıkıyor. Öbür bütün sınıflar, ağır sanayinin gelişmesiyle birlikte, yok oluşla sonuçlanacak bir düşüş içine gireceklerdir. Proletarya ise, ağır sanayinin kendisinin ürünüdür.
Kapitalist üretim, tekniği ve toplumsal üretim süreçlerinin birleşmesini, ancak, bütün zenginliğin iki kaynağını, toprağı ve işçiyi kurutarak ilerletir.
Reklam
Ücretli köleliğin olduğu bir toplumda tarafsız bilim aramak, işçi ücretlerinin artırılması için sermayenin kazancının azaltılması şeklindeki bir sorunda fabrika-törlerden tarafsızlık beklemek gibi aptallığa varan bir saflıktır.
İnsanlar politika alanında her zaman yalanın ve kendini aldatmanın aptal kurbanı oldular ve her türlü dinsel, siyasal, toplumsal ve ahlaki sözlerin, açıklamaların, vaatlerin arkasında yatan sınıfsal çıkarları görmeyi öğrendikleri güne dek de öyle kalacaklar.
İnsanın varlığını belirleyen bilinci değildir; tersine, insanın toplumsal varlığı, bilincini belirler.
siz ne sanıyordunuz?
İslam elbette komünizmden farklıdır; dünyayı yöneten insanüstü düzeni kadiri mutlak bir tanrının yarattığına inanır. Oysa Sovyet Komünizmi tanrılara inanmaz. Öte yandan tanrılarla pek alakası olmayan Budizmi ise din olarak sınıflıyoruz. Budistler gibi komünistler de insanın eylemlerini yönlendirmesi gereken, doğal ve engellenemez yasalara dayanan bir insanüstü düzene inanıyorlardı. Budistler bu yasaların Siddhartha Gautama tarafından keşfedildiğine inanırken, komünistler Karl Marx, Friedrich Engels ve Vladimir İlyiç Lenin'in saptadığına inanıyorlardı. Benzerlikler bu kadarla da kalmıyor. Diğer dinler gibi komünizmin de kendi kutsal metinleri ve kitapları vardı. Örneğin Marx'ın yazdığı ve tarihin yakın bir zamanda proletaryanın kaçınılmaz zaferiyle sonuçlanacağını ileri süren Das Kapital. Komünizmin Bir Mayıs İşçi Bayramı ve Ekim Devrimi'nin yıldönümü gibi kutlamaları ve bayramları vardı. Marksist diyalektik uzmanı ilahiyatçıları ve her Sovyet ordusunun komiser adı verilen, askerlerin ve subayların bağlılığını denetleyen görevlileri de vardı. Komünizmin de şehitleri, kutsal savaşları, ayrıca Troçkizm gibi sapkın akımları vardı; Sovyet Komünizmi fanatik ve tebliğci bir dindi, inançlı bir komünist Müslüman veya Budist olamazdı, ve gerekirse hayatı pahasına, Marx ve Lenin'in öğretisini yayması beklenirdi.
Reklam
Bu nedenle demokrasi düşmanları var güçleriyle materyalizmi “alaşağı etmeye”, itibarsızlaştırmaya, lekelemeye çalıştılar ve dönüp dolaşıp dini savunan ya da bir şekilde dine arka çıkan felsefi idealizmin değişik biçimlerini savundular.
Marksizmin felsefesi, materyalizmdir. Tüm Avrupa yeni tarihi boyunca, özellikle de XVIII. yüzyıl sonlarında her türlü Ortaçağ hırtı pırtısına karşı, hem kurumlardaki, hem de zihinlerdeki toprak köleliğine karşı Fransa’da alevlenen o son ve kesin savaşta materyalizm, doğal bilimlerin tüm öğretilerine sadık, kör inançlara, sahte sofuluğa vb. düşman biricik mantıklı, tutarlı, doğru bildiği yoldan şaşmayan felsefe oldu.
Meta üretimindeki gelişmenin belli bir aşamasında para, sermayeye dönüşür. Meta dolaşımının formülü: M-P-M (meta-para-meta) şeklindedir; yani bir metayı, bir başka meta satın almak için satmak. Sermayenin genel formülü ise bunun tersidir: P-M-P, yani, bir metayı (üzerine kâr koyarak) satmak için satın almak. Marx’ın artık değer dediği, dolaşıma sokulan paranın, en baştaki değerinde görülen artıştır.
“Büyük tarihsel gelişmeler sırasında 20 yılın tek bir güne eşitlendiği olur,” diye yazıyordu Marx Engels’e, “buna karşılık ileride öyle günler gelebilir ki, tek bir günün içinde 20 yıl yoğunlaşmıştır”. (Yazışmalar, c. III., s. 127).46
Marx, onların başlattığı çalışmaları sürdürdü, onların kuramını sağlam bir temele yerleştirerek geliştirdi. Marx, her metanın değerinin, onun üretimi için harcanan toplumsal zorunlu çalışma süresiyle belirlendiğini gösterdi.
818 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.