Anne Frank’ın en yakın kız arkadaşı onu anlatıyor:
“Ze zou mijn allereerste vriendin worden. Mijn speelkameraadje, buurtvriendin en klasgenoot. Onze gezinnen raakten bevriend terwijl ze een leven probeerden op te bouwen als vluchteling in een nieuwe stad. Dat kleine meisje, zo vol van leven, zou het beroemdste slachtoffer van de Holocaust worden. Maar vanaf onze eerste ontmoeting tot dat moment waarop ze vlak voor mijn veertiende verjaardag zomaar uit mijn leven verdween, was ze gewoon mijn vriendin, Anne Frank…”
(“O benim ilk kız arkadaşım olacaktı. Oyun arkadaşım, mahalle arkadaşım ve sınıf arkadaşım. Yeni bir şehirde mülteci olarak bir hayat kurmaya çalışırlarken, ailelerimiz arkadaş oldu. Hayat dolu o küçük kız, Holokost'un en ünlü kurbanı olacaktı. Ama ilk görüşmemizden on dördüncü doğum günümden hemen önce hayatımdan kaybolduğu ana kadar, o sadece arkadaşımdı, Anne Frank…”)
"Ayrıca şunu unutma ki, erkekler kalın ciltli kitaplardan değil, çerez niyetine alıp okuyabilecekleri kitaplardan hoşlanırlar. Benim gibi ansiklopedik kadınlar sığ düşünceli erkeklere ağır gelir."
§
"Dünyada sizin kadar sevecen birine tesadüf etmedim, sizi mesut etmek kadar büyük bahtiyarlık olamaz. Sizin kocanız olmak büyük bir şeref, büyük bir saadettir. Dünyaya hükümran olmaktansa sizin olmayı yeğlerim."
§