1254 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20125.6k okunma
Senin vücudun bin kubbeli hârika bir saraya benzer ki; her kubbesinde taşlar, direksiz birbirine başbaşa verip, muallakta durdurulmuş. Belki senin vücudun, bin defa bu saraydan daha acibdir. Çünki o saray-ı vücudun, daima kemal-i intizamla (üstün bir düzenle) tazelenmektedir. Gayet hârika olan ruh, kalb ve manevî letaiften kat'-ı nazar, yalnız cesedindeki herbir a'zâ, bir kubbeli menzil hükmündedir. Zerreler(atomlar), o kubbedeki taşlar gibi birbirleriyle kemal-i müvazene ve intizam ile başbaşa verip, hârika bir bina, fevkalâde bir san'at, göz ve dil gibi acib birer mu'cize-i kudret gösteriyorlar. Eğer bu zerreler, şu âlemin ustasının emrine tâbi' birer memur olmasalar; o vakit herbir zerre, umum o ceseddeki zerrelere hem hâkim-i mutlak(mutlak hakim) hem herbirisine mahkûm-u mutlak(mutlak mahkum), hem herbirisine misil hem hâkimiyet noktasında zıd, hem yalnız Vâcib-ül Vücud'a(varlığı kesin olana) mahsus olan ekser sıfâtın masdarı(faili), menbaı(kaynağı), hem gayet mukayyed hem gayet mutlak bir surette olmakla beraber, sırr-ı vahdetle yalnız bir Vâhid-i Ehad'in eseri olabilen gayet muntazam bir masnu-u vâhidi(allahın sanatını) o hadsiz zerrata isnad etmek(dayandırmak); zerre kadar şuuru olan, bunun pek zahir(açık) bir muhal belki yüz muhal olduğunu derkeder.
Reklam
Eğer eşya ayrı ayrı ellere ve esbaba ve tabiat gibi şeylere havale edilse, o halde, bütün ehl-i aklın ittifakıyla, hiçbir sebep, hiçbir cihetten, hiçten, ademden icad edemez. Çünkü o sebebin muhit bir ilmi, müstevlî bir kudreti olmadığından, o adem ise, yalnız zahirî ve haricî bir adem olmaz. Belki adem-i mutlak olur. Adem-i mutlak ise, hiçbir cihetle menşe-i vücud olamaz. Öyle ise, herhalde terkip edecek. Halbuki inşa ve terkip suretinde bir sineğin, bir çiçeğin cesedini, cismini zeminin yüzünden toplamak ve ince bir elekle eledikten sonra binler müşkülâtla o mahsus zerreler gelebilirler.Hem geldikten sonra dahi, o cisimde dağılmadan muntazam bir vaziyeti muhafaza etmek için—mânevî ve ilmî kalıpları bulunmadığından—maddî ve tabiî bir kalıp, belki, âzâları adedince kalıplar lâzımdır—tâ ki o gelen zerreler o cism-i zîhayatı teşkil etsinler.
192 syf.
10/10 puan verdi
Kitaplarla küçüklükten beri haşır-neşir olmama rağmen, bu ünlü eserin varlığından hiç haberim olmamıştı. İki sene kadar önce küçük bir semt kırtasiyesine girdiğimde, kenarda metal bir sergi sepetine doldurulup 3-5 TL'den alıcı bekleyen orta öğretime yönelik okuma kitapları gözüme çarptı. Bir kitapsever olarak o tarafa kayan gözüm "Amak-ı
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Pozitif Yayınları · 201117k okunma
İlahi Hazretin beşli olması O'nun Birliği ile yani Vahdet-i Vücud ile çelişmez. o bir olmasından dolayı her zaman aynı görüntüye sahiptir. Yine de «Mutlak Hakikati açısından beşli görüntü bir yanılsamadır, çünkü bu açıdan hiyerarşi 'zaten' katlanmıştır. "o gün semayı kitapların sahifesini dürer gibi düreceğiz - katlayacağız" buz "zaten" erimiştir. Şehadet, daha özünde nisbi ve Mutlak olan her iki görüş açısını da ifade etmektedir. Harfleri, gördüğümüz gibi hiyerarşinin farklı derecelerine tekabül edecek kelimeler şeklinde kristalize olmuşlardır. Fakat kelimeler eritilip harfler haline getirilirse,bu harflerin arasında Elif, Lam ve Ha'dan başka bir şey olmadığını görürüz ki, bunlar İsm-i Azam'ın harfleridir.
Ve keza bakıyoruz ki, kâinatta herhangi bir şey, hadd-i kemale vâsıl olmayınca hareket etmekten durmuyor. Kemaline vâsıl olduğu zaman hareketi terk edip sükûnda oturur. Bundan anlaşılıyor ki, vücud kemali ister, kemal de sübutu iktiza eder. Öyle ise, vücudun vücudu kemal iledir. Kemalin kemali de devam ile olur. Öyle ise, bir Vâcib-i Sermedî, Kâmil-i Mutlak var ki, mümkinatın bütün kemalâtı, onun nur-u kemalinin cilvelerine birer gölgedir. Öyle ise Cenab-ı Hak zâtında, sıfâtında, ef'alinde kâmil-i mutlaktır.
Reklam
211 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.