Oldukça güzel bir polisiye roman. Kemal Tahir'in F.M. Takma adıyla yazdığı 4 Mike Hammer romanından biri. Alfiyeri adında bir adam, Antonio adlı çete reisi aleyhinde ifade verileceği zaman savcılık binasında Mike Hammer'in yanında öldürülür. Bu arada bir saat mevzu bahistir ve 50 milyon dolarlık bir vurgun söz konusudur. Ancak işin içinde iş vardır ve Mike bu işin içine balıklama dalar.
Sanırım kötü sonlardan haz etmeyen bir okuyucuyum ki Binchy'nin romanlarından okuduğum iki romanından sonra koşarak uzaklaşıyorum. Yazarla ilk tanıştığım romanıydı geri döneceksin. Evet gerçekten güzel ve akıcı/etkileyici yazıyor. Ama kabul edin ki yazar da mutsuz sonlarla vurgun yapmayı tarz edinmiş birisi. Roman bittiğinde yüreğime öyle bir taş oturmuştu ki günlerce etkisinden kurtulup da yeni bir romanı elime alamadım. Yüreği her duyguyu dinginlikle taşıyabilen herkese tavsiye ederim ama benim gibi okuduklarını okurken yaşayan ve aşamayanlara Maeve Binchy'den uzak durun derim.
"Christopher Johnson McCandless" .“Sınır tanımayan bir maceracı. Evi yollar olan, güzelliklere yolculuk yapan bir seyyah”
Kitabında onun gibi yollara düşen , gerçekliğin para , modern bir hayat , kariyer ya da sahte ilişkiler olmadığını fark eden gerçeği aramak uğruna , bedeli ne olursa olsun yola çıkan insanlara da değiniyor.Bu benim
Dirk Pitt serisinin ikinci ve oldukça güzel romanı. Yunan kıyılarında NUMA gemisi İlk Girişim, yarbay Rudi Gunn emrinde Bilmece adlı bir evrimsel balığı aramaktadır. Ancak bu arada Amerikan havaalanına 1. Dünya Savaşı'ndan kalma bir Alman Albatros uçağı tarafından saldırı düzenlenir. Olay yerine yakın olan Pitt ve Giordino uçağa hasar verirler. Bu arada Pitt, Teri adlı bir kız ile tanışır. Amcası Bruno Von Till oldukça zengin bir adamdır ancak Pitt ile anlaşamaz hatta öldürmeye kalkar. Bruno Von Till, Albatros'un sahibidir ve NUNA gemisinin gitmesini istemektedir. Bunun sebebini Pitt, Zacharius adında bir Federal Narkotik görevlisi ile tanışınca öğrenir. Çok büyük bir suç şebekesi vardır ve bunu engelleyebilecek tek adam Pitt'dir. Acaba bu konuda başarılı olabilecek midir? Bruno Von Till gerçekte kimdir? Bir solukta okunan bir roman.
AYRILIK ..Belkide bir kalbin dayanamacağı tek şey. Unutulur diye düşünüldü ama olmadı .Bir vurgun gibi daha çok bedeni sarmıştı.Tüm ayrılığı yaşayanlara...
Hikaye, yazarın sıkça başvurduğu bir şablon üzerine kurulu. Kitabın ana karakteri an be an geçmişi hatırlıyor ve okura anlatıyor. Sadece bu sefer kitabın ana karakteri, memleketine, toprağına, alın terine vurgun Tolgunay , hatıralarını Toprak Ana ile paylaşıyor. Toprak Ana bir simge olmaktan çıkarılıp, karakterize edilmiş. Tolgunay evliliğinden itibaren, savaş yıllarını, kocasını evlatlarını ve gelinini kaybetmesini satır satır, burnumuzun direğini sızlata sızlata anlatıyor. Anlatımlardaki tasvirler, benzetmeler çok güzel. Çiçeklerin, ağaçların, hatta biçerdöverin benzin kokusunu bile duyabiliyorsunuz. Mesela şuna bakın, ben bin yıl düşünsem böyle bir benzetme aklımın ucundan geçmez; “Koyunlar yağlı kuyruklarını sallaya sallaya, tozlar içinde, ayaklarını dolu yağar gibi yere vurarak geçip giderlerdi.”
ucalisan.blogspot.com.tr/2015/12/toprak-...
