bir varlığın adını bilmek, bir anlamda onun zâtî varlığını da tanımak demektir. Nitekim bizler, Cenâb-ı Hakk’ı, O’nun yüce isimleriyle bilmesek, O’nun hakkında ne bilebiliriz ki?
Yâni insan, Rabbinin husûsiyetlerini belirten isimlere dâimâ muhtaçtır. Her kul, yaşadığı çeşitli durumlar karşısında, Rabbini, hâline uygun bir ismiyle çağırmak ister.
Kaslarınız metabolizma hızınızı ve yaşlanmanızı belirleyen en önemli noktalardan biridir. Ne kadar çok kas kitlesi o kadar geç yaşlanma ve yüksek metabolik hız demektir.
~^~
Ramazan hocanın haberini alan hemen paylaşmaya durdu. En başından bilen biri olarak ne düşmanı olmaya çalıştım ne hayranı. Çevrem ise sanki o hocayla beş vakite başlamış ya da ahlaki değerlerine sahip çıkmaya adım atmış gibi - İslâmiyeti keşfedip hayatına entegre etmeye ya da katkısının olduğu için baş sağlığı amacıyla olan gönderi sahiplerini
Yola çıkmak, haklı çıkmaktır" diyordu şair,
ben de diyorum;
Yola çıktıysan, yoluna girmeye başlamış demektir bir şeyler. Yolunu bulmuş demektir kalbin "Yola ne hacet?" der kimi, zaten doğduğundan beri bir yolda değilmiş, yolcu değilmiş gibi, hayatin bir yol hikayesi olduğunu bilmiyormuş gibi; Kalbin aramaya ve bulmaya meyyal olduğunu unutmuş gibi.
Oysa bir yol lazımdı insana, bir de yara.
"...sırat için, insan olmak için bir yara."
Yoldaydım hep yoldayım da lâkin yeniden başlıyorum sanki her defasında.
Yeni yürümeye başlamış bir çocuğun heyecanıyla. Yürümeyi bulan kaşifin hayretiyle.
Sahi ilk kim buldu bu yürümeyi?
Yolu, yolcu olmayı.
Kim söyledi ilk gitmenin türküsünü, gitmenin ağrısını, kal- manın sancısını, ilk kim yaşadı sahi bunları?
Yoldayken durup kalbiyle halleşmeli insan, zira kalbinden başka daim yol arkadaşı yoktur insana.
Yolda bazı zamanlar kelimeleri yitirdiğim, yürümeye gücüm
kalmadığı vakit dönüyorum kalbime; Bir teselli ver dercesine bakıyorum ona usulca.
Bana huzurlu bir şeyler söyle kalbim diyorum.
Ne bekliyor beni yolun sonunda?
Yolumda ne var?
Beni solumdan eden acılardan kurtaracak bir şeyler söyle
kalbim, de ki;
Yolun sonu vuslat, yürürsen bulacak seni çektiğin sıkıntıla- rın rahmeti, beni yanına alırsan her netice güzel.
Sonuçta, çok şükür biliyorum ki;
Allah var ve Kerim.
"Sonuçta, sadece vebanın içinde yaşamak çok saçma. Tabii ki insan kurbanlar için mücadele etmeli. Ama başka hiçbir şeyden hoşlanmaz hale gelmişse, ne işe yarar mücadelesi?"
Albert Camus'dan iki yüzü olan bir hikaye. Bir yanıyla, henüz içinden geçtiğimiz için, inanılmaz derecede gerçekçi olduğunu fark edeceğimiz bir salgın
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
1. "Mutlu aşk yoktur." Çünkü her aşk sona ermekle hükümlüdür, doğası bunu gerektirir. Aşkın bitmesi ise gözün açılması ve daha önce maşuka (sevilene) dair görülemeyen eksikliklerin neşvünemâ bulmasıdır.
2. Her aşk içinde bir ayrılık barındırır. İnsanın insa. na alışması aslında aşkın ölmesinden başka bir şey değildir. O halde her aşk
Dünya, duygularıyla yaşamayı göze alarak kendini savunmasız bırakanlar için imkanlarla arasına imkansızlıkları sokan bir yer... Hiç bir şeyin tamam olamadığı, tamamlanamadığı, sonuna kadar yaşanamadığı bir yer...
Aşk mesela... Yani mecazi manada aşk, ilahi aşk bahsi diğer... İki kişi arasında mı yaşanır gerçekten, yoksa ortada iki kişi olsa bile
#okudumbitti
Sanırım edebiyattan birazcık anlamaya başladım. Bunu da bu kitabı sevmiş olmama bağlıyorum. Daha doğrusu ne anlattiginin değil de nasıl anlattiginin farkını idrak eder gibi olunca şaşırarak vardim bu tespite.
Zira kitapta anlatilan Fahim Bey Amca beni #oblomov gibi " hadi amcacim, kalk da yap artik, boş hayallerle oturup kendi
Vuslat ne demektir bunu hicrana mı sorsam
Hicran bilemez, belki de canana mı sorsam?
Mecnun bu muamma ile sahralara düşmüş
Bilmem ki gidip bende o hayrana mı sorsam?
Mecnun, deli demektir. Kays, nam-ı diğer Mecnun da Leyla'sının delisiydi. Ama, ne var ki gerçekten aşık olanın da ma'şukunu böyle sevmesi gerekirdi. Zira, herkesin yaratılışına ve istidadına göre aşk itpilasa
zuhura gelir.
VUSLAT YOLCULUĞU İÇİN BÜTÜN BENLİĞİMDEN KURTULUP GÖNÜL BAĞINI NASIL KURABİLİRİM?
Bir insanın tek başına vuslat yolcuğunu yapması asla mümkün değildir. Bunun bir yolu, yordamı vardır. Allah her şeyi bir vesileyle yaratır; yani nasıl ki Allah, yağmuru yağdırırken yağmur için “rahmet” diyor ve onu buluttan indiriyorsa manevi olarak da bütün