Vusülsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir. Bugün bizim önümüzde duran İslam’ın o muazzam ilim mirasından hakkıyla istifade edememizin temelinde yatan en önemli sebep; tüm ilmi disiplinlerde bu çağın insanının aklını ikna, kalbini ise tatmin edecek ve eldeki mevcut birikimden hakkıyla istifade etmenin yollarını gösterecek usûl kitaplarından mahrum olmamızdır.
Vusulsüzlüğümüz, usulsüzlüğümüzdendir.
Reklam
Eskilerimizin bir lafı var: “ Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir ” diye. Bu söz gerçektende çok doğru bir sözdür. Yani bir neticeye ulaşamamamız hep metotta hata ettiğimizden dolayıdır. Bu nedenle eğer hedefimize doğru bir şekilde varmak istiyor ve bu noktada hataya düşmekten korkuyorsak doğru bir metot takip etmeliyiz.
Sayfa 54 - E-kitapKitabı okudu
"Vusülsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir." ve "Gaye kadar vasıta da meşru olmalıdır."
Sayfa 161Kitabı okudu
Vusulsüzlüğümüz, usulsüzlüğümüzdendir. (Hedefe ulaşamamamızın nedeni, yöntemlerdeki kusurlarımızdır)
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir.
Sayfa 73 - Çıra YayınlarıKitabı okudu
“Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir.”
Vusul kelimesi, vuslat kelimesinin kökünden gelir ve bir şeye kavuşamama anlamındadır.
"Vusülsüzlüğümüz, usulsüzlüğümüzdendir..!" (Hedefe varamayışımız, nasıl gideceğimizi bilmeyişimizden dolayıdır.)
Reklam
Tebliğde Metot
"Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir."
Sayfa 19 - “Usülsüz vusül olmaz. Yola çıkmayan varamaz. Yürümek, ayakkabımızı eskitmek değildir emelimiz. Emelimiz varmaktır. Yol birdir, bire varır.” - Süeda BasımKitabı okudu
Bilinmelidir ki vüsulsüzlüğümüz, usulsüzlüğümüzdendir; çıkış noktasını ve hareket planını tespit etmemiş, metodunu ortaya koymamış hiçbir hareket gayeye eremeyecektir.
Bediüzzaman‘a göre edep sünnet-i seniyyedir. Sünnet-i seniyyenin her meselesi, o meseledeki edebi gösterir. Evet, vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir diye meşhur bir söz vardır. Edep usuldür, bir işi fitrata uygun yapmaktır. Biz muallimleri maksut damına ulaştıracak, eğitimimizi muvaffak kılacak, öğrencilerin evvela kalplerini ve güvenlerini kazanmak, sonra akıllarının muallimi olmak, sonra nefislerini terbiye etmektir. Böylece onları imanlı, edepli, vatana millete faydalı birer insan olarak yetiştirebiliriz.
Öğrenciler okuma konusunda serbest bırakılmalı ama en azıdan bir takım yöntemler olduğunu ve okurken seçici olmanın ne demek olduğunu bilmeli. Bir de okuyan öğretmenin öğrencisi de okur. Öğretmen okumuyorsa nasihati de pek kâr etmiyor maalesef. Biz okurların, öğretmenlerin, aydınların belki de en büyük problemi hayata, olaylara, dünyaya hep bize dayatılan pencereden bakmamızdır. Ya da kendimizi hayatın ve olayların merkezine koyup her şeyi etrafımızda çevirmemizdir. Belki de bakış açımızı biraz değiştirebilsek gözümüzün önündeki manzara bütünüyle şekil değiştirecek. Şöyle bir söz işitmiştim. ‘Vusülsüzlüğümüz usülsüzlüğümüzdendir diye. Belki de yoğun okumalar yapmadan önce biraz yöntem üzerine düşünmek gerekiyor. Osman Cakmak