Edebiyata şiirle başlayan, sonrasında "Şiir yazamadığım için düz yazı yazıyorum." diyen W. Golding 1954 yılında Sineklerin Tanrısı kitabını yazıyor. Kimileri bu kitabı çocuk kitabı kategorisinde değerlendirse de kesinlikle bir çocuk kitabı değil bence. Yazar bu kitabı "Mercan Adası" kitabından etkilenerek yazdığını söylüyor. Öyle ki Mercan Adası kitabındaki iki ana karakterin adını kendi kitabında kullanıyor. Ralph ve Jack.
Savaşın olumsuz etkilerinden kaçırılan, yaşları 6 ila 12 arasında değişen bir grup çocuğun ıssız bir adaya düşmesiyle başlıyor olaylar. Başlarında bir yetişkin olmadan, onları birileri gelip kurtarıncağa kadar bu güzel adada hoşça vakit geçireceğini hayal ediyor çocuklar. Her şey güzel başlıyor aslında. Bir araya gelen çocuklar gayet demokratik bir düzen kurmaya başlıyorlar aralarında. Ve fakat kötülüğün tıpkı iyilik gibi insanın yaradılışında doğuştan var olduğunu hatırlatan olaylar gecikmiyor. Çocukların, yetişkinlerin dünyasına ait hırslara, zaaflara yenik düşmesi, dönüşü olmayan sonuçlar doğuruyor. Okurken bir kez daha idrak ediyoruz; içimizdeki iyiliği de kötülüğü de besleyen ailemiz, eğitim kurumlarımız ve içinde yaşadığımız toplumun değer yargıları.
Sineklerin Tanrısı, İkinci Dünya Savaşı'nda yıllarca çarpışan, insanların birbirlerine nasıl kıydıklarına en yakından tanıklık eden,zaman zaman umutsuzluğa düşmüş biri tarafından yazılmış bir dram.
Her incelememi "Keyifli Okumalar" temennisiyle bitiririm ama biliyorum ki bu kitap çok da keyifle okunamıyor. Ama okuyun mutlaka...