Ana Maksim Gorki'den okuduğum ilk kitaptı ve diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlandığımı gizleyemem. Kitap genel olarak beni üzdü, düşündürdü, sinirlendirdi ve bazı anlarda güç kazandırdı yani umutlandırdı. Öyle mutlu sonla biten bir kitap değildi tabii ki ama yine de bu tür kitaplar okumak zorundayız. Sürekli iyi şeyler olan, kötü olayların çok nadir yaşandığı bir dünyada yaşamıyoruz ne de olsa...
Kitabın içeriğine geçek olursak; baş karakterlerimizden biri Pavel adlı bir işçi. Tabii yalnızca işçi değil bu adam, çevresinde olan bitenin farkına varmaya çalışan, işçi hakları için gerekirse ölmekten çekinmeyen ve ayrıca eşinden sürekli şiddet görmüş, hayattan hiçbir beklentisi olmayan bir kadının oğlu. Pavel bu farkında olduğu şeyleri çevresindekilere ve hatta annesine bile aşılamaya çalışıyor ve hep beraber bir yola koyuluyorlar - daha adil bir dünya için.