Öyle böyle bir karanlık değil. Zifiri… O kadar karanlık ki her yer; siyah artık bir renk değil. Bildiğin boşluk. Her yöne doğru uçsuz bucaksız. Yoğunluğu olmayan, dokunulamayan, kokusu olmayan ama orada olan... O kadar karanlık ki, karanlığı göremiyorsunuz. Gözünüzün alışmayı reddettiği bir yoğunlukta. Orada ama yok, gözleriniz açık ama kapalı gibi de… Nefes almaktan korkutan bir karanlık. Aldığınız nefesle karanlığın içinize dolacağından korkmak da nedir Allah aşkına? Ya dolarsa?
Hiç bu kadar karanlıkta kaldınız mı siz? Ben kaldım.
O gitti… Karanlığın ne demek olduğunu anladım. Boşluk her yanımı sardı. Ayaklarım yere basıyor hissediyordum ama yeri göremiyordum. Teorik olarak uçuyor bile sayılırdım aslında. Birden gece olur muymuş? Oldu. Saniye sürmedi her yerin kararması. Tek bir eylem yetti. Gitmesi…
Giderken göremeyeyim diye kararttı her yeri. Arkasından bakamayayım diye… Nereye gittiğini soramayayım diye… Gitti… Koca bir şehri karartarak gitti…
Ne zaman ve neden yazdığımı bilmiyorum. :) İşin ilginç tarafı kimse de gitmedi :) Acaba ben yazmadım mı bunları? Amaaan ne önemi var ki? Hayatınızdan kimse bu şekilde bir etki bırakarak gitmesin diyerek bağlayayım.