Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
geçtiğimiz yıllarda üniversite sınavına hazırlandığımdan dolayı kitap okumaya vakit ayıramamıştım haliyle kitap okuma alışkanlığım çok zayıflamıştı. sonrasında geri kazanmaya çalışırken birçok kitaba yöneldim fakat beni kazanan bu kitap oldu. iyi ki de oldu.
dışarıdan baktığımızda mükemmel bir hayatı var sandığımız kişiler oluyor. özellikle günümüzde sosyal medya sayesinde böyle düşünmeye çok yatkınız. arka planda neler olduğunu bilmiyoruz. aslında dorian'da olan da buydu. herkes onun güzelliğinden, ne kadar saf ve iyi olduğundan bahsederken o kafasında dönüp bitenleri sindirmeye, susturmaya çalıştı. onun karakterindeki değişimi çok yakından takip edebildim. sahip olduğu çevre insanı bu kadar değiştirebilir mi? yoksa içinde bastırdığı her türlü duygunun ve eylemin ortaya çıkmasında bir araç mıydı çevre faktörü? ayrıca hedonizm çok güzel bir şekilde işlenmiş.
Kötülüklerin en büyüğü sığlıktır
Kitabı henüz bitirmeden yazıyorum. Daha en baştan ilk cümlelerden bağlandığım, mest olduğum bir eser. Oscar Wilde' a ait çok fazla şey okuyamamış olsam da şuana kadar okuyup beğenmediğim bir cümlesi dahi olmadı. Bu kitap da beni mest etti. Sitem nedir? Nasıl sitem edilir? Bu kadar nazik ve entelektuel biçimde sitem etmek nasıl bir şeydir? Çok
Kitap hakkındaki birkaç görüşüm
Mutlu Prens, Oscar Wilde tarafından masallar adı altında yazılan dev bir edebiyat şaheseridir. Kitabin içinde farklı farklı masallar mevcut, ilk başta hafife aldığım bu kitap her masalında beni şaşırtmaya ve Oscar Wilde gibi bir ustayı hafife aldığım için utandırdı. İnsanlığa gönderilen toplumsal mesajlar çok güzeldi, her insanın kitaplığında olması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum ve satırlarımı kitaptan bir alıntıyla bitiriyorum.
"İşte sonunda gerçek bir âşık," dedi Bülbül. "Geceler boyu şarkılarımda onu söyledim, onu hiç tanımadan: Geceler boyu onun hikâyesini yıldızlara anlattım, şimdi karşımda. Saçları sümbüller kadar siyah, dudakları arzuladığı gül kadar kırmızı; ama tutku, yüzünü fildişi gibi soldurmuş, keder alnına mührünü basmış."
Nereyi seversen orası senin dünyandır!
Kısa çocuk hikayeleri olarak görülse de öyle olmadığını anlıyorsunuz.
İnsanı düşünmeye sevk eden bu öyküleri okudukça çevremizde farketmeden hayatımıza aldığımız pek çok kişinin bize bakışlarının tıpkı bu hikayelerdeki gibi olduğunu görüyoruz aslında, bize bu konularda güzel öğütler veren(anlayana!) ana fikri olan hikayeler ile dolu bir kitap.
Özellikle son hikaye olan "Vefalı Dost"lardan sanıyorum hepimizin hayatına en az bir kere girmiştir...
"Bana resmi yok ettigini söylemistin."
"Yalan söyledim. Resim beni yok etti."
Dorian, Basil ve Henry ... Dorian'in Basil tarafindan çizilen portresiyle güzelliğinin farkına varması ve güzelliğini kaybedeceğini fakat portrede hep genç ve güzel kalacağını düşünecek portreye imrenip güzelliğinin kalıcı olmasını, portresinin ise yaşlanmasını dilemesi sonucunda dileğinin kabul olmasını konu edinen muhteşem bir Roman. Zaman zaman keşke benim de portrem olsaydı ve ben de yapmış olduğum hataların ruhumdaki etkisini görebilseydim dediğim bir kitap... Akıcı ve etkileyici olay örgüsü ile kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri... Unutmadan benim için çok iyi bir yol arkadaşıydı Dorian Gray
~ALINTILAR ~
* Sahip olunan her türlü fiziksel ve zihinsel ayrıcalığın felâkete sürükleyen bir yanı vardır;
... Çirkinler ve aptallar bu dünyada her şeyin en güzeline sahiptirler. (Syf 6)
* "insanoğlu kendini fazla ciddiye allyor. insanlık tarihinde işlenen ilk günah budur. Mağara insanı gülmeyi bilseydi, tarih çok daha farklı gelişirdi." (Syf 47)
* Günah insanın yüzüne vurur; gizlenemez. Hani insanların gizli kapaklı kötülüklerinden, günahlarından bahsedilir ya, öyle bir şey yok. insan kötülük ettiğinde ağız kıvrımlarından, düşük göz kapaklarından, hatta ellerinin duruşundan bile ele verir kendini.(syf 172)
* Cennet de cehennem de içimizde... (syf 180)
* " Bilmek felâket getirir. insanı cezbeden belirsizliktir. Sis bulutu çökünce her şey daha bir güzelleşir."
(Syf 236)
* Onu mahveden güzelliğiydi; güzelliği ve o yana yakıla dilediği gençliği. Onlar olmasa hayat lekesiz, tertemiz olabilirdi. ( syf 254 )
"Nereyi seversen orası senin dünyandır."
Oscar Wilde'ın okuduğum üçüncü kitabı oldu. Hiç şaşmıyor her kitap 'iyi ki okumuşum.' hissiyle bitiyor. Masallar o kadar tatlı bir üslupla yazılmış ki ne klişe bir son beklentisine sürüklüyor ne de masal havasını kaybediyor. Hem açık açık mesaj vermiyor hem de asıl açık açık mesaj veriyor. Ama bitirdiğinizde tadı damağınızda kalıyor.
Ben aldıktan aylar sonra okudum ve bu kadar beklettiğime pişman oldum. Ele geçirir geçirmez okunacak bir eser. Şiddetle tavsiyemdir.
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün ÖykülerOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,310 okunma
8/10
Kitabı eskiden okumuş olsam da beğenmiştim. Maalesef ki o zamanlar da yayınevini umursamadan almıştım ve okuduğum kitap sansürlüydü. Ben ortalama bir beklentiyle okuduğum için bana keyif verdi. Yine de sansürsüz okusaydım daha iyi olabilirdi. Sinirlendiğim çok kısım olsa da kitabı elime alıp okumaya devam ettim. Dili benim açımdan akıcıydı.
Spoiler
Dorian Gray karakterinden nasıl nefret ettim, anlatamam. Okurken hem nefret edip ama sonunda ne olacak diye okudum. Yukarıda bahsettiğim sansür meselesi biraz olsa da kitabı etkiliyor. Kendi açımdan ressamın onu aşk olarak mı yoksa arkadaş olarak mı seviyor diye sorguladığım kısımlar oldu. Bir noktadan sonra belli oluyordu ama yine de sorgulattı. Beni bu kitapta en çok üzen bu adamın hayatına giren kişiler. Dorian umursamıyor bile ve bunu sen okuyorsun, başkasının bakış açısından da görmüyorsun. Bu daha da korkunç hâle geliyor. Adamın seneler boyu bir şekilde kaçınabilmesi bile mide bulandırıcı. Hatta en sonlar da dolaylı yoldan da olsa da ilk kurbanının ölümüne neden oluyor. Erkek kardeşi Dorian Gray'i ararken onunla karşılaşıyor ama onun yapamayacağını düşünüyor. Çünkü o yakışıklı ve düzgün bir adam. Tam anlamıyla halo etkisi. Kitabı bitirdikten sonra şey düşünmüştüm. En başlar da Lord Henry ile tanışmasaydı acaba nasıl ilerleyecekti. Yine aynı yoldan mı ilerlerdi yoksa başka yollarımı seçerdi. Bana kalırsa yine aynı yollardan geçerdi. Belki o zaman değil ama ileriki bir zamanda bu durum yine ortaya çıkardı.
Dorian Gray'in Portresi
Kitabın ilk başlarında Dorian'ın masum düşüncelerini ve acemi davranışlarını fazlasıyla görüyoruz. Dorian'ın etkileyici yüzü, kitapta o kadar fazla betimlenmiş ki kendinizi onun yerine koyduğunuzda pek farklı tepki verir miydiniz diye kendinizi sorgulatıyor. Tabii bu kitabın devamında göreceğimiz, Dorian'ın tartışılır hareketlerini içermiyor. Kişisel hırsların bizi ne boyutta bir çukura iteceğini asla bilemeyiz. Kitabı okurken sürekli kime üzülmeniz gerektiğini şaşırabilirsiniz. Sibly'in hissettiği masum duyguların katili, sahiden kendisinin de katiliydi bence. Kardeşinin intikamını almak isteyen James'in elinden şans eseri kurtulması, Dorian'ın tüm kitap boyunda şanslı olduğu şeylerden yalnızca biriydi. Kitabın son demlerine kadar Dorian'ın bir şekilde her şeyden sıyrılmasını tuhaf karşılarken, o çarpıcı son ile yüzleşiyorsunuz. Hayat sizi cennetinde tutmak istese de kendi cehenneminizin gerçeklerinden kaçamıyorsunuz.
·
Puan vermedi
Selamlar,
Dorian Gray’in Portresini ikinci kez okuyup kendimce bir yorum yapmak istedim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki ne kadar anlatılırsa anlatılsın kitabın içindeki, felsefi konular, psikoloji, mistik öge ve olaylar, sosyal eleştiriler, ahlaki değerler, inançla ilgili taşlamalar, estetik zevk, narsizm, mitoloji, sanat, kadın-erkek
Sen Nasıl Bir Kitapsın?
Altını çizmekten, notlar almaktan kafayı yediğim o kitap... Kitabı okurken o kadar hissettim ki anlatamam. Okuduğumuz üç farklı hatta daha fazla yerine göre bakış açısı var ki asla tek pencereden bakamıyorsunuz. Kesinlikle favori kitaplarımdan. Herkes okumalı. Okumalı çünkü bir insanın iyi ve kötüyü vücudunda barındırdığını hangisine maruz kalırsa hangisine yönelirse ona yöneldiğini, bir ruhun nasıl yavaş yavaş çürüdüğünü, çürümeye başlayan tarafın gittikçe yayıldığını ve bir süre sonra artık çüremenin onun doğalı olduğunu anlamalı.
Karakterlerle ilgili ise kesinlikle favori karakterimden biri olan sevgili Lordum Harry. Düşüncelerinin çoğu kısmı o kadar ben gibiydi ki seni okurken beynimi önüme koymuşlar gibi hissettim. Ancak çok hastalıklısın. Basilin de dediği gibi çok zehirlisin. Yine de insanlara duyguları üzerinden deneyler yapman bunları yorumlaman gözlemlemen ve deneyinin sonucunu okumak çok heyecan vericiydi.
