« Evliliklerinden önce annemle babam, bira bahçelerinde, kır lokantalarında oturan, geleceğe umutla bakan neşeli gençlerdi. Hemen hemen herkes gibi onlar da kendi güçlerini gözlerinde fazla büyütmüş, evlenip çocuk sahibi olmuşlardı. Sonraki fotoğraflarda annemle babamın yüzü endişeli ve bıkkın görünüyordu. Eski aile fotoğraflarına bakarken birdenbire anlamıştım ki, annemle babam mutluluklarını (birbirlerine yetmelerini) ve yeni tutsaklığı (evliliği) birleştirmeye çalışmanın bedelini, bir daha sonu gelmeyen bir kederle ödemişti. »
« Yalnız biri olduğum için günde birkaç kez özür dilemek gelir içimden. Halbuki gerçekten yalnız bir insan değilim, bunun için suçluluk da duymuyorum. Yalnızlığın giderek hoşuma gitmesidir belki doğru olmayan. »