bulutlardı, gri renkti, yıldızlardır geçen.
görünmez kollarla daha derin yalnizliga çekildiğini duydu
Reklam
Yazmayı dusunmuyor, çünkü çevresinde gerçek kadar kati şeyler duruyordu:ne şekilde kelime haline sokacagini bilmediği şeyler..
Yüksekten açılmış bir pencereden ufak bir gök parçası görülüyordu. Buradan güneş veya ay değil; bulutlardı, gri renkti, yıldızlardı geçen.
İradesinin ve yaptıklarının görünmezliği, gövdesini de sarmıştı sanki ; insanların arasında göze görünmeden kayıp gidiyordu.
Reklam
.. Ve kalbim ne kadar hızlı attı, ne isyanlara katıldı, baş kaldırdı hem de tüm çocukluğuyla, ve giderken hala hayaller içinde çırpındı bir kaç kere daha.
“Aşağı seviyeden, para sızdırıcı âşıklarının yardımıyla ve onların çıkarına işlenmiş cinayetler sonunda, bir servet ele geçiren, sonra bu serveti dostlarıyla birlikte çarçur eden, evliliğe boş vermiş, ahlâksız kadın tiplerine her zaman raslanırdı.”
“…zor kullanmanın doğru olmadığı durumlarda da ruhlardaki direnme zamanla er geç kırılır ve itiraf, en sonunda olgun bir yemiş gibi, ağacından düşer.”
“Kilise öğretileri, hafif kedi pençelerini düşüncelere, hergünkü davranışlara atıyordu. Vicdan azabı gibi bir acı veriyor, her suçun lezzetini zehirliyordu.”
Reklam
“Bir Fransız filozofu, sık sık kötülüklere müsaade etmesini, suçları önlemesi daha kolay olduğu halde, işlenirlerken gizlenip sonradan ortaya çıkarak azap vermeye başlamasını, dinin en korkunç tarafi olarak gösterir.”
“Yazmayı düşünmüyor, çünkü çevresinde gerçek kadar katı şeyler duruyordu: ne şekilde kelime haline sokacağını bilemediği şeyler!”
Bir Okur
Dedem hep dizlerin tutmamasının yaşlanmaktan olduğunu reddeder ve şöyle derdi; Benim vücudum birbiriyle uyum içinde ,gözümün gördüğünü kolum görüyor , bacağım görüyor , dizim görüyor . Gördüklerimi aklım kaldıramazken , dizim nasıl kaldırsın?