Kitap gerçekten çok güzel bir dille yazılmıştı ve her okuyan kişinin yaşayacağını tahmin ettiğim gibi bana da kendimi çok sorgulattı. Düşünmeyi, daha farklı düşünmeyi ve elimdekilere, istediklerime, hayallerim olan her şeye daha farklı bir gözle bakmayı öğrendim. Öğreticiliğinin yanı sıra ne kadar az şükrettiğinizi bu kitap sayesinde görüyorsunuz. Toplumun, bizlerin bütün duygularının aslında nereden geldiğini ve nereye doğru gittiğini, buna karşılık neler yapabileceğimiz anlatılıyor. Ben kitabı çok sevdim, bence benim gibi herkesin kendini sorgulaması için inanılmaz gerekli bir kitap. Aynaya şöyle bir bakıp, göremediklerimizi görmenin vakti gelmiş, hatta geçmiş bile..
“Tüm iyi olaylar ve görüntüler gibi kötü olanlar da bizim, yani insanlığın eseridir. Haksızlık, hırsızlık, savaş, insan öldürme, hakaret, baskı, zulüm, tecavüz, uyuşturucu, çocuk kaçırma, fuhuş… İcat ettiğimiz bu kötülükler yeryüzünü daraltıyorlar.”
Birkaç saat içerisinde okuyup bitirdiğime hala inanamıyorum. Çünkü uzun zamandır soluksuz kitap okuyamıyordum. Elbette bunu bana yaptıran şeyin Tolstoy olduğuna eminim. Tolstoy’un çocukluğunu anlattığı bu kitapta en çok annesine olan sevgisinden etkilendim, aynı zamanda Tolstoy’a, çocuk ruhuna gerçekten çok üzüldüm. (spoiler içerir) Çirkin olduğunu zaten düşünürken yüzüne yüzüne çirkin olduğunu söylemeleri yüzünden özgüveninin oldukça zedelendiğini gördüm. Annesini kaybettikten sonra ise Tolstoy “annem ölünce benim için çocukluk sona erdi” diyor ve bu kısımda gerçekten gözlerim doldu. annesi ölünce büyürmüş çocuklar..
ÇocuklukLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20107.2k okunma