Kebikec
Kitapların genellikle ilk sayfasına “kebîkec”, “yâ kebîkec”, “yâ hafîz yâ kebîkec” gibi ibarelerle yazılan kelimenin, Süryânîce’de haşeratı yok etmekle görevli bir meleğin veya kitap kurtları şeyhinin adı olduğu ve üzerine yazıldığı kitaba haşeratın, o melekten korktuğu yahut şeyhlerinin adına saygı duyduğu için zarar vermediği rivayet edilir.
" Eskiden olduğum çocuk nerede? Ardından gittiği bana mı ait yoksa kendisine mi? Biliyor ki onu hiç sevmedim, Ve ne de o beni sevdi.. Neden o kadar zaman geçiriyorduk beraber, Büyüyerek ayrılmak için mi? Neden ikimiz de ölmedik, Benim çocukluğum öldüğünde? Ve eğer ruh onu bana düşürdüyse, Neden iskeleti takip eden benim? " ✒ XLIV | Pablo Neruda
Reklam
Necip Fazıl ve Nükteler XLIV Muhittin Nalbantoğlu’nun hatıralarından öğreniyoruz. İlhami Bekir Tez, Necip Fazıl’ın yüzündeki kırışıklıkları göstererek: “Şu simadaki kırışıklıklara bak Üstad!” deyince önce hafakanların sanatçısı, daha sonra huzur ve teslimiyetin şairi olan Necip Fazıl tokat gibi cevap verir: “Bu dehanın kalıbını yapacak yetenek sende varsa o kalıbı yap alnına bas.”