İngiltere'de xvı. ve XVII . yüzyıllar boyunca birçok önemli kişi, gerçekleştirdikleri tahrik içeren açıklamalar yüzünden kulaklarının birer parçasını ya da tümünü bu şekilde kaybetmişlerdir.
XVI., XVII., ve XVIII. yüzyıllarda yetişen bestekâr ve icracıları eliyle askerî mûsikî sanatının zirvesine ulaşan mehter mûsikîsi23 hem savaşlar, hem Osmanlı elçi veya heyetlerine eşlik eden şatafatlı takımlar münasebetiyle tanındığı Avrupa'da önce ordu birliklerini, sonra da bestecileri etkilemekte gecikmedi.
Sayfa 24 - dergah yayınları, 2005Kitabı okudu
Reklam
Dilinden düşürmediği bir dua var Abdullah b. Ömer’in: “Allah’ım! Beni bugün dağıtacağın her hayırdan, indireceğin her hidâyet nurundan, yazacağın her rahmetten, vereceğin her rızıktan, defedeceğin her zarardan, kaldıracağın her beladan ve önleyeceğin her fitneden en fazla nasiplenen kullarından eyle!” [Heysemî, Mecmûatü’z-Zevâid, XVII, 313] Amin, amin, amin...
• Tarihi kaynaklara göre Hypatia'nın derisi canlıyken yüzülmüş, vücudu parçalanmış ve kalıntıları iskenderiye sokaklarına atılmış ve yakılmıştır. • Orestes kayıplara karışmış ve Piskopos Cyril şehirde gücü ele geçirmiştir. Daha sonra aziz ve kilise doktoru ilan edilmiştir. Günümüzde, "İskenderiyeli Aziz Cyril" olarak tanınmaktadır. Hypatia'nın çalışmalarından hiçbiri günümüze ulaşmamış olsa da, astronomi üzerine yaptığı araştırmalarla ve koni kesitlerinden oluşan eğriler üzerine yaptığı matematiksel çalışmalarla öne çıktığı bilinmektedir. 1200 sene sonra XVII. yüzyılda astronom Johannes Kepler, bu kesitlerden birinin, elipsin, gezegenlerin hareketine hükmettiğini keşfetmiştir.
Sayfa 281Kitabı okudu
"..söz konusu eğilim, XVII. Yüzyıl felsefi düalizminin gerçek olarak kabul ettiği gibi, hayat ile düşünce arasında mutlak bir uçurum olmadığına inanmamıza yol açacaktır. Zihnimizde meydana gelenin, esasen veya özü itibariyle bizzat hayat fenomeninden farklı bir şey olmadığına inanırsak, insanlık ile -yalnızca hayvanlar değil,bitkiler de dahil- bütün başka yaşayan varlıklar arasında aşılması imkansız bir uçurumun mevcut olmadığı duygusuna kapılırsak, belki o vakit sahip olduğumuzu düşündüğümüzden daha fazla hikmete ulaşacağız."
Şair, artık bekleme zamanının bittiğini, "Bunca yattığımız gayrı yetmez mi Kalkalım bakalım nic'olsa olsun." mısralarında ifade ediyor. "Açalım kızıl sancağı..."
Sayfa 77 - Türk Tarih Kurumu Basımevi 1943 - Ankara - IV KIZILBAŞLARIN AYAKLANMASİYLE PİR SULTAN'IN İLGİSİNİ GÖSTEREN ŞİİRLER. B - Bu şiirlere dair bazı notlar.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.