XXXIII Geri Çekilmeyi Bilin.
İnsanın hayattaki büyük derslerinden biri kendini frenlemeyi bilmesi, daha da önemlisi ise kendini bazı işlerden ve insanlardan yoksun bırakmayı öğrenmesidir. Değerli zamanımızı yiyip bitiren önemsiz uğraşlar vardır. Sizi ilgilendirmeyen, üstünüze vazife olmayan işlerle meşgul olmak, boş durmaktan daha yanlıştır. Özenli bir insan başkalarının işlerine müdahale etmemeli, diğerlerinin de kendi işine karışmalarını engellemelidir. İnsan önce kendi işiyle ilgilenmek zorundadır, herkese yararlı olmak zorunda değildir. Arkadaşlar için de aynı kural geçerlidir. Arkadaşınızın verdiklerini kötüye kullanmamalı veya verebileceklerinden fazlasını istememelisiniz. Özellikle kişisel ilişkilerde, her şeyin fazlası zarardır. Bilgece ve ölçülü bir yaklaşım, herkesin iyi niyetini ve itibarını en iyi biçimde korur, böylece dostluğun nimetleri de zamanla yıpranmaz. Böylece hem en iyiyi seçebilecek deha ve özgürlüğe sahip olur, hem de beğeninin yazılı olmayan kurallarına asla ters düşmezsiniz.
Charitas¹ "Kişinin huzur içinde, mutlu, iyi olmak için kendini unutmasının, başkalarını sevmesinin yettiğini Varenka'dan öğrenmişti. Kiti de öyle olmak istiyordu." (Anna Karenina²) Ayrıca bak. Lindner:³ Bu şüphesiz etkili reçete ... tarikatının, cinselliğin huzursuzluğundan kurtulmak için kendini iğdiş ettir, diyen âdetine yakın düşmüyor mu?!
¹ Lat. "Hayırseverlik" -Hıristiyanlıktaki insan kardeşe sevgi ve yardım ideali Kilise'nin görevlerinden biri olarak, özellikle hastalara ve yaşlılara yardım biçiminde somutlaşmıştır.
² Tolstoy: Bu konuşma romanın 2. kitabının XXXIII. bölümünde, çiftlik sahibi Konstantin Levin'in sonraki karısı Kiti Çerbakaya ile hasta Madam Stal'dan evlatlık aldığı kızı Varenka arasında geçer.
³ Profesör August Lindner, Niteliksiz Adam II'de geçen kişilerden biridir; "İğdiş ol!" der.
"Kut" kavramı konusunda en temel görüşleri —en azından ipuçlarını— bulmayı umabileceğimiz filozofların başında gelen Spinoza'ya (Ethica) baktığımızda, şaşırıyoruz: "Kut / kutsal" karşılığı olabilecek bir kavramı, gerçi, dolaysız olarak bulamıyoruz; ama, bir noktada, burada ele almağa çalıştığımız kavramın, Spinoza'da