XXXV
Onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
Titreme daha fazla kalbim.
Bağışla kendini artık onu da
Bırak gitsin.
O senin ezel gününden kaderin
Sen onu nasılsa bin kere daha seveceksin.
Sayfa 35Kitabı okudu
XXXV / Alaaddin
Alaaddin geliyor. Gece.
Hoca, benim kardeş hasta, diyor.
Nesi var? diyorum.
Ateşi var çok, diyor. Ölecek.
İlaç vereyim mi? diyorum.
Hayır, portakal ver, diyor.
Portakal yememiştir hiç.
XXXV
Onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
titreme daha fazla kalbim.
bağışla kendini artık onu da
bırak gitsin.
bırak gitsin.
o senin en ezel gününden kaderin
sen onu nasılsa bin kere daha
seveceksin.
XXXV
“Onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
Titreme daha fazla kalbim.
Bağışla kendini artık onu da
Bırak gitsin.
Bırak gitsin.
O senin ezel gününden kaderin
Sen onu nasılsa bin kere daha
Seveceksin”
Sayfa 34 - metisKitabı okudu
“Ey insânlar! Siz Allah’a karşı yoksulsunuz; ve andolsun ki Allah müstağnî ve hamda lâyık olandır” (XXXV/15)
müstağnî: doygun, ihtiyaç duymayan, zengin, minnetsiz, tok gönüllü, yönlü, tek
Zeka seviyesi yükseldikçe, garip şeyler de o kadar çoğalır.
