Doğuluların tembelliğine dair söylentilere rağmen, bu halkın oturaklılığı ve çalışkanlığı beni şaşırtıyor; hatta cuma günleri bile hemen hemen her tarafta çalışıyorlar. Zaman zaman komşu kahveciden ufacık fincanlarda kahve getirirler ve Türkler bu kahveleri efkarlı bir havayla içerler.
Sayfa 29 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Aralov, o sıralar konuk Rus ressam sanatçısı Y.Y. Lansere’den Fatma Çavuş ve bir başka çetecinin portrelerini yapmalarını ister. Lansere yalnızca anılan iki çetecinin portrelerini yapmakla kalmaz, 1922 Ankarası’ndan çok sayıda görüntüler çizer. Alıntı
Reklam
Atatürk'ün tasviri
Paşa, orta boylu, 45 yaşlarındadır; sivil bir ceket giymiş olsa da duruşu asker gibidir. Memleketi Selanik'tir... ve ben bir süre sonra bahçedeki büyük çadırın altında resmini çizerken, bana bir an onda gerçekten Slav kanı varmış gibi geldi; sarışındır, yüz çizgileri belirsizdir, gözleri boz, bakışları sert ve inatlıdır. İyi bir hatiptir; Meclis'te, Türk toprağının efendisi'nin köylüler olduğunu ve kişisel egoist niyetleri olduğuna ilişkin kuşkuları dağıtabilmek için "misak-ı milli" gerçekleştiğinde sivil hayata döneceğini söylemeyi seviyor.
94 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Lansere bir Sovyet ressamı ve kendisi 1922 yılında Sovyet elçisinin davetiyle Ankara'ya gelmiş. Eser Milli mücadele dönemi Ankara'sını yabancı bir gözle görme fırsatını bize sunuyor. Lansere'nin ressam olmasi da bziim için bir şans. Kendisi kendone ilginct gelen her şeyin insanlar, giysiler, işlemeler, mimari, doğa vb. illüstrasyonlarını yapmış. Bu görsel kaynaklar dönemin tahayyül edilmesinde çok katkı sağlıyor. Kendinizi 1922 yılının Ankara'sında hissettiriyor. Kitap piyasada çok cüzi bir fiyatla temin edilebilir. O dönemleri merak eden herkesin okumasını şiddetle tavsiye ettiğim bir eser.
Ankara Yazı
Ankara YazıY.Y. Lansere · Kaynak Yayınları · 20046 okunma
İzmir'in kurtuluşunun Ankara'da duyulması
İzmir'in kurtuluş haberi geldi. Tüm şehir genelinde silahlardan çılgınca ateş etmeye başladılar. Fener alayları düzenlendiğinde artık gece saat on ikiyi geçmişti.
Çayhanelerin bu sallantılı sandalyeleri etrafında Türk yaşamının sade ve samimi demokratikliği somut biçimde görülmektedir... Burada köylü ile paşa yan yana oturmaktadır.
Reklam
Öğlene doğru Kastamonu'ya varıyoruz; hareketli, öylesine özel ve Türk...
Doğuluların tembelliğine dair söylentilere rağmen, bu halkın oturaklılığı ve çalışkanlığı beni şaşırtıyor; hatta cuma günleri bile hemen hemen her tarafta çalışıyorlar. Zaman zaman komşu kahveciden ufacık fincanlarda kahve getirirler ve Türkler bu kahveleri efkarlı bir havaylea içerler.
Sık sık askeri taşıtlarla karşılaşıyoruz; hayvanların sırtındaki sepetlerde taşınan top mermileri görülüyor, kervanın baş tarafındaki yükün üzerine ise hilalli kızıl bayrak dikilmiştir.
Ve şimdi galip devletpere karşı koyabilmek ve Sevr'in bu denli acımazsızca tehdit ettiği kendi bağımsızlık haklarını kanıtlayabilmek için gereken güç ve cesaret yeniden burada, Anadolu'nun derinliklerinde bulundu.
Sayfa 90 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkler Ankara sözcüğünü ilk "a" sesini vurgulayarak ve ikinci "a"yı yutarak "Ang'ra" biçiminde telaffuz ediyorlar.