Çünkü artık birbirimize inancımız kalmadı ve bunu itiraf etme zamanı geldi. Ben, insanlığı kurtarmayı bırak, kendimi bile kurtaramadım ve sen de elimi çok erken bıraktın. Bu durum için akılcı bir korelasyon kurarsam sen suçlu çıkarsın, biliyorsun. Fakat duygusal bir iç dökümü yaparsam da ben suçlu çıkarım, biliyorum. Bırakalım kim suçlu durumlarını, biraz şiir içtim duygusalım ve karşında olabildiğince çıplak. İsyan etme yaşını geçtim, kabulleniş yaşındayım. Biliyor musun sana inanmayı bıraktığımı kendime 22 yaşımda itiraf ettim, tekrar inandığımı itiraf edeceğim yaşımı merak ediyorum. Çünkü sana tekrar inanmaya başladığım zaman kendime de inanmış olurum herhalde değil mi? Sonuçta sen yarattın beni. Tanrım kendime tekrar inanmayı çok istiyorum, bunun için ilâhi güçlerin yardımcı olmaz mı? Ya da o güç içimde bir yerlerde saklı ama içimde çoktan kaybolduğu için mi bulamıyorum? Tanrım biliyor musun yarattığın insanları sevmiyorum. İnsanlara güvendin ama olmadı. Tanrım gerçekten sana edilen duaları duyuyor musun yoksa insanlardan bir şey olmayacağını erken fark edip bırakıp gittin mi? Çünkü beni hiç duymadın.. Tanrım galiba kendime inanmam için sana inanmam lazım, ama sana sırf bu yüzden inansam çok bencilce olur mu? Tanrım elimi tutabileceğin yaşı geçtim, biliyorum. Ama senin için sorun olmazsa tekrar elimi tutsan olur mu?
-R.B.K, Tanrım biraz konuşabilir miyiz...?