Okulda Şercanji denen bir oyun oynardık - bir tür şiir yarışması. Farsça öğretmeninin gözetiminde yapılır,aşağı yukarı şöyle gelişirdi : "Sen bir şiirden bir dize söylersin, rakibin de altmış saniye içinde, senin ağzından çıkan son harfle başlayan, bir başka dize söylemek zorundaydı.Sınıftaki herkes beni takımına almak isterdi, çünkü on birime bastığımda Hayyam'dan, Hafız'dan ya da Rumi'nin ünlü Mesnevi'sinden düzinelerce dizeyi ezbere biliyordum. Bir keresinde, bütün sınıfa karşı tek başıma oynadım ve kazandım. O akşam bunu Baba'ya anlattım; başını sallamakla yetindi. " Güzel," diye mırıldandı. İşte babamın kayıtsızlığından kaçıp, ölmüş annenin kitaplarına sığınmam, böyle oldu. Bir de Hasan'a, elbette. Bulduğum her şeyi okuyordum. Bir de Hasan'a elbette. Bulduğum her şeyi okuyordum; Rumi, Hafız,Sadi, Victor Hugo, Jules Verne, -Mark Twain, Ian Fleming.